13
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1108
Okunma
suya gömülmüş mezar taşları
çelik burunlardan verilen hırıltılı dumanlar
ah babam
bir türlü hatıralarımdan gitmiyor
gün yüzüne çıkarken bir yudum hayat
hâlâ kulaklarımda tulumbanın gıcırtısı
ve bekayı
nihayet ekmek kavgasını düşünmekle
yanaklarımdan iki damla ter süzülüyor
zamanın ibresinden arda kalan
ne olur beni
sakın unutmayın diyor
avuçlarıyla kim su getirdi köklere
aşikar
kimler biçti dalların filizlerini
hazandaki nişanede masum canlar
nasıl tozlanır belleğin resimlerinde
bulutlara uzatılan yabancı şapkalar
ve
yavaş yavaş benzi solan doğa…
hissediyorum
hüznünde bir başkalık var yüce dağların
zira
umutların güllerine tuzlar serpiliyor
ders alanlarda şimdi
katran karasına bezenmiş yarınlar
bakışları soruyor
bitsin artık bu gereksiz kavgalar
üstünlük mü, zenginlik mi
bak
sol elim defteri tutarken
sağ elim kalemin gölgesini okşuyor…
12.09.2013-Ahmet BOZTAŞ
5.0
100% (13)