Zehrine Vurgun BelaŞiirin hikayesini görmek için tıklayın İntiharlar kuşanan ömrümüzden geriye
şizofren satırlar ve sesler bıraktık Anlayanı ve duyanı olmadan sehpası devrilse de Biz inatla hep anlattık hiç bir virgülde anlaşılamadığımızı Herkesleşenler okurken bizi kör noktalı uzak gözlüğü ile ... (l) o damarına çekili özü zehrine vurgun bela öğrenememiş panzehirini katiline aşkla aklı beşten geriye geriye içine düşüp boğmakta gençlik hezeyan ve cille kıran kıyam etmez, rükû bilmez balta onunsa gözleri üç harfli aklı takılı kalmış uzaya eylemler yoklukla hiçlik arası bastıbacak akşamın ufkunda ne tazecik fidana su vuruldu ne de solmakta olan akasyaya alnından vurulan yeminler, sözler ve vicdan örtülemedi açık giden gözlerin çapağıyla. . . (ll) eline taş almayı öğrenince çocuk yaralamaktan önce, kanamayı öğrenir ceplerinde çakıl taşı gözlerinde yarabandı âh onlara önce çiçek toplamayı değil de dikmeyi öğretmeliydik aslında Gülşen Mavi |
selam ve kalbi duamla