KadavraOrta yaşlı bir kadavra Masaya uzanmış duruyordu Hoca neşteri vurdu Deşildi birden garipliği Üç oğlan bir kız çıktı Kaleme alınmayan hayatından Bu evi dedi görenler kalbi Harabenin kuytusunda bir şilte Yıldızların görmediği yere serilmiş Kirli, kokmuş ve yalnız Biraz korkar gibi oldu talebe kız Hoca ciğere geldi açıp teni Birkaç parça et ve ucuz oksijenden Müteşekkil ciğer Atıl bir merhamet çekti içine ilk kez Ve gözler Bütün maddenin varlığından kaçtığı gözler Korkak korkak baktı hocanın ellerine Düşlerini bıraktığı amele pazarında Yağız bir umutken ölüvermişti Çok oldu görmeyeli Bir elin uzandığını kendine Anlatılırken kimsesizliğin anatomisi Doğruldu kuytusunda Köyünün saman kokulu dağlarına baktı Ana baba ve ölüm En sadık üç şey bilinen Oradaydı sustu Eklemlerinde gecenin ağrısı Teninde açlık rengi Sonsuz bir sadakatle uyandı Bir oğlanın bakışlarında Bütün insanlar çekilince kenara İlk kez ağladı kadavra |
hani 'her hayat bir romandır' derler ya... hele bir kadavradan bu çıkarımları yapmak 'gönül gözü' açık olanların yapabileceği bir şey diye düşünüyorum.
Kadavra sözcüğü bile, şiirin öznesinin ne kadar sahipsiz olduğunu anlatmaya yetiyor.
Her organın temsil ettiğini düşündüğümüz duygularla çektiği acılar da anlatıma girince ortaya, derinine girilse belki içinden çıkılamayacak, 'üstünkörü' anlatımıyla bile bir etkileyici bir dram çıkıyor okuyucunun karşısına.
'Tıbbiyeden her şey çıkar, arada bir de hekim çıkar' sözünü bana çağrıştıran şiirinizi ve duyarlı yüreğinizi içtenlikle kutlarım Sayın Şair.
Saygılarımla.
( Bu tema işlenerek muhteşem bir tiyatro metni de çıkabilir, dikkatinize!... )
Serap IRKÖRÜCÜ tarafından 2/2/2020 12:01:36 PM zamanında düzenlenmiştir.