Söyle nasıl figan edeyim…Yar… Hiç seslenme Derdi gama girerek Eseflenip üzülme Yeis içinde asla nefeslenme, Elem için kaygılara güvenme Nefes vaktine âşıktır, kalp şayet İrfanı bilirse nazar gâh tır, nisyan etme Hiç bilir misin? Gönül niçin bazen Serhattır, ummandır İradeyi azim içinde vaziyet Alan fermandır, mizan haktır Faniliğe meyleden nefs tufana ramdır, Hiçlik içinde kalan kul’u ihsandır Sorma tamburu Hicran zerk eden nice Saklı umudu Perdelerinde vaktini bekleyen Nice ümitler hüzün yağmuru Her vakit akmaz gözyaşı, sukut ettiren Sevgilinin ellerde giden naaş’ı Bugün ses etme Bin bir sual ile dertlerimi deşme Hak için tefekkür eyle, kefensiz Sevdalara meyledip erime Aşkı anlayıp idrak etmeden söz etme, Halin vasfını şerh etmeden gitme Musalla taşı Her gün ümitlenir, Hicran içindedir Kimi nazar için bir taş, Kimi kul için bir mahşer adıdır Geriden gelen kim vardır, akan gözyaşları Sadakat midir, usulü adap mıdır? Hangi sevgili Gönlün gülü, canı makberi, Aşkını şevki Ruh ve kalp kimin için Seferber olmalıdır söyle ey sevgili Heva ve hevesler Nefsi ihya eden geçici arzular değil mi? Ölüm neyin reçetesi Mustafa Cilasun |