0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1777
Okunma
aşk gönülde daime erdiğinde
pir-i şahın senle deme geldiğinde
cümle alem buna tanık olduğunda
gülüstan-ı bahçede yarimi gördüm
sultan-ı hicârım huşu içinde
dilde tekbir secde halinde
Rabbi Ala’nın yüce katında
menzili uhuda vardı
çölde ikram verildi semah dönüldü
canı cananım bana haber saldı
ahvali kelamımı dosta sordu
gönle düştüm bin selam ile
gaibden haberi ikram ile
sultanı şahıma yüzüm sürdüm
aşkı ikramda karar kıldım
gönülden şerbeti bal ile
sana el verdim
aşk-ı mukaddes yüce divanda
karar ile alındı
Rabbi Ala nuru ala olana izin verdi
Yusuf çıktı yüce divana ahvalini anlatmaya
nida da niyaz ile teslim olmaya
can-ı cananı ile temass kurmaya
arş-ı alemden devr-i aleme gidip gelmeye
vuslat-ı çileye son vermeye
gönül gözümde aşkın katı yücedir
sultanım bulunmaz derdime dermandır
aşk-ı nar ile yandıkca sühayı yıldız
pir-i şahın gönülde taht kurandır
olma cengi cengaver ile düşman
sine-i harlı ateşe salma
pir-i şahını terk-i diyar edip
vuslat-ı çileyi ebedi azaba salma
aşkı kerim hakkın adıyla anılır
hüsnü cemalin bahar bilinir
pir-i şahın şükür edip
sultanıyla göz göze gelir
vuslatı sabırda dua ile ördüm
vuslat-ı sarayı gönlüme koydum
can-ı cananımı celal ile
sine-i bahçemde gül ile gördüm
ol bi cümle aşkıma sabırda ikrar
aklı daiminde binnaz
canda can ile gönlüme devran
sine-i bahçende aşk ile konuk et beni
bende zaman tamama erdi
hüsnü cemalime huşu geldi
pir-i şahın dergah ile ceme geldi
molla-ı Azam ile ulemaya haber saldı
dergah-ı divan içinde dua verdi
hüsnü cemalinle yüz yüze geldi