Zamanın Hakkı
Dem vurursun kardeşlikten sazı
Habil’le Kabil’i, bilmemenle nazı İman ettin, mümin oldun bazı Hiç bildin mi ki baharı yazı? Bu kaçıncı günü yükseltip Daha ufuk demeden, alçaltışın? Bilmezlik oruç tutmuş Biliri söylemezden niza Ölüm tırstık göz olmuş Meşakkati muamma Ecel kol gezer Adın ne? - Ali O an Azrail oturur gözüne Fermandan düşmüş Dermandan olur mecaldir hali Ya Ömer dediysen Tırmalanır beynin, kediysen Felek şaşar da yobaz şaşmaz İstifini ve kaidesini bozmaz Tuttuğuna sorarla der: -Sabah namazı kaç rekât? Silahı gören iman desturun bozar Bir çeksen, dur desen harekât Adam korkuyla unutmaktan muhkem Titremekten sağlam, belki isimden zayi Bakarken manayı ilgiden yoksun Yaşıyorken ne maceradır, ne maceraperest “Öyleyse” der sorgucu, “putperest” Hiç koltuk altında olmamıştı Kurşunlara gelmiştir bedevadan Belli ki acıdan kıvranır Sücut ederken kâh “Ömrüm” der, “ömrüm vah” Eğilir doğrulur sanki kurallı Secdeye varır gibi rükûuyla üç dört rekât Yağlı kurşunun armağanı Belli ki din bilmenin vergisidir Mümin ahlakı bilgisinden zekât İnsanı bilmiyor ki İnsan demeyi bilse... O bile Başka başka onlarca totemden Yarattığı insanı unutmuş ta: -Dost edinmeyin onları Mümin, kâfir, müşrik; der. Hangi yol bağlar sizi bilmem ki Kenara durup kol bağlamakla Ağlamakla toplumu dilim dilim dilmem ki Sanki hiç yaşanmamış gibi Sanki ilk siz düşünüp te buluyor gibi Siz, imanı topluma ikameye koyulun Şafak alnınızda lakin, afak hayal Siz deyin ki ikameye, "inanma hakkı" Ben de deyim ki; -Ya... Üretir olmamanın bağıntı sal hakkı Siz, "insan hakkı" deyin Ben deyim ki gafile, “ya zamanın hakkı” 28.08.2013 |