AĞLAMANIN BEDELİ
İnanmakla başlar ulvi heyecan!
Ey Sevgili Can! En Sevgili Canan! Ağlamak; Damlanın, özgürlüğe adım atması Ağlamak; Düşüncenin ummana taşması. Gözyaşı; Ha sahi! Sahtesi gerçeğinden nasıl ayrılır? Kalbinden vurulan duyar acıyı! Maskelenir bazen içe akıtılır, Ömür boyu taşır, dinmez sancıyı. Gözyaşı; Hissiyatın süzülüp dışarı sızması Volkandan daha tesirli o damlalar. Ağlamak; Kalbin ince gıdası. İdraki kör olana her gün gecedir Göz boyamamı diyorsun akan yaşlara? Umman, insandadır, kendi içinde Marazlı bir kalpte merhamet olmaz, Hissiyat olmasa gelir mi kalbe? İç görüntü belli olur söz ve eylemde Gülünü kurutmuşsan suçu kimdedir? Düşünceler çevrilmiş dikenli tellerle Küp içindekini sızdırır olduğu yere. Kalbinde yeri olanın davranışı da öyledir Ve… Çirkinlik, insanın özündedir Öz, sağlamsa aramaz kusur Öze gelmeyen gözede gelmez Dost dostun aynasıdır, biline! Özü bozuk olanın sözü de bozuktur Bir damla; Aktı, diye olmamalı siyaset! Malzeme olamaz akan damlalar Merhamet yoksa insan da, vicdan! Kalbi karalar….. Ve… O’ acı insanın Kor ateş olur içinde! Yüreğinden yaralar……. Yusuf Erdoğan |