" Üzgünüm, saçlarımda iki büklüm bir çocuk uyuklar "Yarasına tuz bastığım gecelerin kulağına, Uzak bir resmimi fısılda Saklandığı yerden çıkarırsam bu aşkı, İki gözüm önüme aksın Hangi sokağında kaybettim ağır gölgemi marjinal bu şehrin Çıplak ayaklı yıldızlar gibi sönük ve pusulasızım Sus, burnundan soluyan gözyaşlarım uyanmasın uykusundan Bulutunda yağmurlar dinlendiren mevsimlerdeyim ben Yağ desem, paramparça ıslanırız geçmiş zaman masallarında Üzerine acılarımdan sağlam bir örtü al Dayanamam gidişime, Gamzeli bakışların ağlamasın Henüz avuçları terlemeden intihar etmişti ben de mutluluklar Ve sen, ana rahmine düşmemiştin daha Yaralarımdan öpülesi kanlar akmaz Üzgünüm, saçlarımda iki büklüm bir çocuk uyuklar Pazarlıksız sevdim acılarımı, Çalıntı düşlerde buğday sarısı hayallerim susuyor Ve bu şehir Her seferinde beni kusuyor! Hâlâ aynı ritminde mi sanıyorsun kalbimi Güneşi tanımayan çocuklar gibi üşüyorum, Hüzünlerin aklımı çeldiği günden beridir Ne gelincik tarlaları rengarenk gülümsüyor Ne serçeler maviliklerin derinliğine kanat çırpıyor Artık yanık türküler kundaklanmıyor bir çoban ateşinde Sırtımı sıvazlayan zemheridir Kuşatılmamış mevsimlere iç çekemeden, İtiraf ediyorum kanımın dikine akmadığını Kalem kıran gözlerine kıyamam Pişmanlığından yararlanacağım bir yasa var mı benim için Söyle de, başımı koymayayım göğüs arasına ölümün uytun........... |
Bu şiir benim.