Hayvanlar Alemi 2
Her şeyi ile onat
Sanmayın ki arya Ya da sonat Bir ülke varmış. Ülkenin İçinde sözcükten Rakı geçen Vardar’ı Rakıdan vergi ile Maaşını aldığı cüzdan kârı Söz barı Saz barı İçki barı Bir de ambarı varmış Tahıl mı tahıl Giysi mi giysi Her şeyiyle dolu Her kesin buraya düşermiş yolu Sözünü bilir Gözünü budaktan esirgemez biri Her ne pahasına da olsa, ambarı Kendince korumağa adanmıştı Lakin ambara fareler dadanmıştı El mi yaman, bey mi yaman? Deyip hayli çaba ve gayretle Farelere vermezdi hiç aman Fareler semirdikçe semirip Sucuğu peyniri kemirip Şiştikçe şişiyorlar Bu yetmez gibi Sağa sola işiyorlarmış Acar bekçi yılmaz Hiç kayra kılmaz Savaşımını etmez tehir Ambarın her yerine kor Ölsün diye fareler için zehir... Heyhat! Zehir de, ne zehir Farelere gelirmiş Salam sosisten önceki mehir Yedikçe şişmişler Uyuşturucuya alışır gibi Türlü türlü zehirleri içmişler. Büyüyüp güçlendikçe Farelerin gürültüsünden Ambar, neredeyse kepininmiş Zehrin dozu artırılmadıkça Fareler ter ter, tepinirmiş Üstelik zehirden Daha yok mu? Diye Bekçinin sağına soluna Önüne de geçmişler Bekçi ambara kedi koysa Kedi olurmuş bir lokmalık doysa Böylesine çaresizce mücadele eder Ne var ki zamanla bekçiyi alır bir keder. Sallamış üç beş sapan Bakmış ki olmuyor Demiş kurayım bunlara hemen bir kapan Çare mi sapan, çare mi kapan Kapanı dahi çeke çeke Yerden yere sürüyorlarmış Kapana üçten beşten düşseler Elli tane birden ürüyorlarmış Bekçi göğsünü körük gibi Kaldırıp indirmiş Almış üçten beşten bir nefes Demiş hemen yapayım üç kafes Kapana yakalananları kafese Alıp alıp atıyormuş nefes nefese Bekçiye yokmuş ne söz, ne diyecek Kafesteki fareler Bir süre sonra bulamaz yiyecek Fareler bir iki gün sabır demişler Sonunda en zayıf olanı açlıktan yemişler. Acıktıkça başlamışlar dalaşmaya Kan çıkanı parçalamak için yanaşmaya Gide gide fareler Birbirini yemekte haz alır Böylece Kafestekilerin sayısı da azalır Bilmez ki acıma merhamet denmekle En güçsüzleri parçalanıp yenmekle Artık kendisinin parçalanmasındaysa Başkasını yemekle Hislenirler her biri, yarınları Daha acıkmadan dolu karınları Uykuda, dalgınlıkta Bahane edip alınganlıkta Dahası ikisi üçü birleşip salgınlıkta Gözüne kestirdiği birini salçalar Daha atik oluşla onu parçalarmış Böyle böyle her bir kafeste En kodamanından olan üç fare Kalmış bedeniyle salim nefeste Artık hiç kalmayacaktı tasası En güçlü, en iri, en kurnaz olan Seçme ve ayıklamanındı yasası Yönetmen salmış her birini ambara Salınanalar ne tambara ne kumbara Başlamışlar türdeşlerini yemeğe Onları da Allah yaratmış mı dememeğe Ambardakileri Önce pay pay böldürüyorlarmış Sonra da kendileri yenmesinler diye Öz güvenceleri için öldürüyorlarmış Böylesine bir farikayı alamette Ambar bir süre olmuş selamette Fareleri yedire yedireydi tuzak Böylesin hile hayvanlıktan olur uzak Nasıl aklına gelmişti yönetmenin? Elbet olur bunu akıl etmeyen bönce Kendisi de arkadaşlarını yok ede ede Sağ kalmanın deneyimini içsinmiş ti önce Hâsılı,sözün kısası; işin Musa’sı Göz tokluğu, mizaç, huy Her bir bulunuşla gelinen Makamı mertebe yerler Nefsi korumaydı, liyakatti derler FARELER DE BİRBİRİNİ YERLER 07.08.2010 |