DİLEK
Gün veda ederken her akşam üstü
Şehrine, semtine hüzün konmasın Sanırsın sokaklar, hüzne dönüştü Yerde bıraktığın izin donmasın Özlemim gelmesin dağdan tepeden Çıkmasın yoluna, kıyı, sapadan Soğuğu gelmesin kardan tipiden O, deli yüreğin hüzne yanmasın Alemler içinde çalkalanma sen Deli rüzgarlarda afkalanma sen Hicrana dalıp da öfkelenme sen Kirpikte göz yaşın boşa donmasın Kapanan perdeler açılsın el an Karanlık geceme kandil olup yan Benin sevdam belli apaçık, üryan Yoktur ki bir yürek aşkı sunmasın Usul, adap belli ahkam bellidir Sazda peşrev belli makam bellidir Ciddiyetim belli, şakam bellidir Sevda yağmurunda gel de yunmasın Ömür yollarında ahenk ararsın Hünerin yetersiz kendin yorarsın Vuslat düşleyerek hayal kurarsın Sevda yağmurları hemen dinmesin Zamanla uğraşma bitirir seni Çok hızlı akarda bel’lolmaz yönü Nefesim yetmiyor desene şunu Bunu kabullenip, pusup, sinmesin Sevda esvabını çıkartma sakın Şu deli yürekte durur mu akın Özlemin yolları oysa çok yakın Şu derdin üstüne bir dert binmesin Hiç acele etme aldırma sese Boş yere çıkan o yazık nefese Seven yüreklerde olmaz vesvese Lüzumsuz, aşk ile niye yanmasın Aşk ile semahta niye dönmesin Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ AFKALANMAK: Sersemletilmek, boğmaya çalışılmak |