beyaz yolbeyaz yolllar vardır bir devrimcinin küskünlüğünde dik giden meridyenlere uzak coğrafyam çok uzak don’mu durgun akar fit mi verir bana kızılırmak ne binüçyüzkırkbiri çektik beri ne bir cana kıydık nasıl yakamıza yapışan sevdaydı bu çelimsiz kuru bir çocuktum oysa hesap yanlış mı görüldü yüreğim benden önce mi büyüdü baş kaldırışlar kalın kitapların arasında saklıymış sığmadı körpe bedenlere kaçış sen;dramalı,fatsa’lı söylemiştin ya bana kantarı ekvator’un tam ortasına kurmalı arkadaş darasını yoksuldan yana almalı neden taşmaz koca koca denizler okumalı,teraziden iyi anlamalı adam dediğin yara almalı arkadaş göstermelisin adamlığından aldığın yaraları beşli olmalı,martin olmalı yani,damgalı yaşamalı kuğulu nere bura nere ulan seyit kulağıma fısıldadığın nasıl bir yanık kelime eğer perem perem olmadıysan sende kötü alırım ahtımı bilesin tanırsın beni,nesimi’ye bile şükredersin ne kadar yağmur yağarsa yağsın gece bulanır sular ve en bulanık aktığında durulur aldırma bir adım kalmıştı diye her yiğit bir köprü başında vurulur kasım |