romantik devrim'cilik..
bir sabah
erkendi saatler kapım çaldı enternasyonel marşını andırmaktaydı ne garip.. dünden sipariş verdiğim bütün gazeteleri getirmişti bakkalın çırağı.. yaş’lanmak denildi adıma henüz yirmi küsüratlar bitmemişken.. demlenmek üzere koydum çayı piknik tüpüne.. bizden bahsediyordu anarşist ve çapulcuyduk.. duvarda asılı marks amcaya baktım önce daha sonra deniz’ime ve mahir’e baktım mahir’imin yazdığı bir şiir mırıldandım sonra.. .. ’Devrimcilerin gözleri kör kulağı sağır değil. Biliyorum seni bu oklar yaralıyor. Bak ne diyor usta: “Unutma ki devrim şehidi sadece kurşunla olmaz, Şefkat Kakamço’nun kementleri de şehit eder adam’.. .. haber yolladım kuşlar ile yoldaşlara bin selam olsun.. gagasında, düşleri vardı bir halkın yıldızlara ne zaman varır bilinmez fakat varmadan varacak olan yoldaşlar halkın tarlalarına.. deniz’im ne çok özledik önde koşuşunu, ve kulaklarımda çınlamaktaydı ’Biz şahsi hiçbir çıkar gözetmeden, halkımızın bağımsızlığı ve mutluluğu için savaştık!.’ kızıllıklar dolu odam vardı.. ve şimdi gericileşmiş ülkeme demlediğim çay henüz piknik tüpümdeydi.. vardık biz önceden, varız biz hep ve varetmekteyiz varlığımızı..!! (m.g) |
Sevgilerimle birlikte yolluyorum Devrimci Selamımı YOLDAŞIM...