İşte Basit Bir Ben
Günahlarımı bıraktığım o sevap sayılan avuçlarına,
Kara bir leke gibi sevdayı koydum masa başına... Ben hiç seni sevemedim Şirin yada Aslı gibi Ki sende hiç bir zaman ne Ferhat olabildin ne de Kerem Kırık bir tarafı sandalyenin, Elimde eskimiş, köşeleri kabarmış bir iskambil destesi Ve Fala bakan ojeleri çıkmış tırnaklı, kırışık ellerim Sinek valesi var yine koynumda senin yerinde... Vaat edemem sana cenneti ki anlatılan hurilerin saadetini Yada ihtişamlı bir kadının arzularını Severim ama kendi dilimde Azlığı yolda, çokluğu karanlıkta... Bir ayağımda bakır altın karışımı eski pranga Bir de sonuna denizci düğümü atılmış halatlar var ayalarımda Gözlerimde saklambaç oynayan sefiller Dudaklarımda parça parça ruhun Eski bir Sezen parçası aile yadigarı radyoda Notalarda ince bir yanlışlık mı var Yoksa Benim kafam mı uçmuş sana doğru Sarhoş oldum be sevgili yine Şişe daha yarılanmadı bile Ne masum peri masalındaki beyaz elbiseli o kızım, Ne de prensin öptüğü pamuk prenses Camın önünde yağmur damlalarını sayan, Hataları ile rakı masasında dua eden bir yalnızım işte... İnançlıyım bazen Öyle ki; El pençe dua eden huzurda Bir o kadar da küfürbazım bazen Hayatın anasını , bacısını görene dek Raflarda duran şu saçma sapan biblo kadar Çaresiz bir hikaye bende ki ... Anlatsam . kimsenin dinlemeyeceği Yazsam, tencere altında kalacak değersiz bir kağıt parçası misali... |
kutlarım bu cesaretinizi