düşekalkabenim hocam kutsal bir adamdı yıllar yılı açlığa inanır mevsim mevsim üzerinde yağmurları tüketirdi gün olur o susar ben bağırırdım gece olur o güler ben ağlardım can eriyişi gibi sımsıkı kapanırdı yaşamım sonra ... gölgesiyle konuşur ona bir şeyler anlatırdı geçici olan her şey çabuk değişebilir diye kuru bir ekmek dişlenmiş zeytin buldumu saklardı tanrısı yoktu her sabah tanrılar seni bekliyor diye selamlardı yaklaşırdım duraksardım durma ! yürü derdi her görüntü her biçim geçicidir yiyecek bir şeyin yoksa en akıllı iş oruç tutmaktır üşürdüm bağırırdı ben dururdum rüzgarım yürürdü gagalar yüreğime konardı zaman yaşlanırdı konuşmazdı ve dün ilk defa ilk defa kokusu ıslaktı ilk defa çırılçıplaktı yaklaştım dur ! gölgemi gördün mü dedi açlığın pençesine düşe kalka gülmeyi oruç tutmasını öğrendim senden sabır nedir onu bilirim hiç görmedim aşk bilmem ben Zeki Çelik |