sonra...istediğimiz gibi bayramını kutluyoruz ölülerimizin isimlerini değiştiriyoruz isimlerini değiştirttiriyorlar bize felaketlere; soma ekliyorlar sonra gözlerimizi kamaştırıyoruz gözlerimizi karıştıyorlar bizim gözlerimiz hep geriye dönüyor geriye daha da geriye dönüyoruz madene iniyoruz en derin yaralarımıza ocağın derinliklerine buraya kapatıyorlar bizi sıkıştığında her şehre bir metan düşüyor metan diyorlar; metanetlikten türemiyor o kalbi delip geçen bir metandan bahsediyorlar zonguldak’ta gülüşlerimizi çalıyorlar bizim kozlu’da, sorgun’da, küre de... olasılar değişmiyor oysa sis; çığlıkları geciktiriyor biraz unuttuğumuz şehirleri değiştiriyoruz şehirleri değiştirttiriyorlar bize gözlerimize; soma ekliyorlar sonra gözlerimizi kamaştırıyoruz gözlerimiz hep çoğalarak ölüyor daha da çoğalarak ölüyoruz toprağa iniyoruz en derin acılarımıza cennetin derinliklerine buraya kapatıyorlar bizi ... yüzümüzü madene çevirdiğimizde başlıyor ölümün daveti azrail’in yüzümüzü karanlığa çevirdiğimizde... .. 17 Mayıs 2014 İstanbul |
dünya dümdüz, ay., ay aydınlık, göl yerindeydi
gelin. ölülerinizi alın dediler,,,
göz gözü görmüyordu