KÖY’Orda bir köy var’ hani; ne gidilmiş, ne gelinmiş, İnsanları, buğday gibi, tarlalarda kavrulmuş, Her yıl harman zamanı, ’kader’ diye bilinmiş; Tırpanların ucunda kaderleri savrulmuş... ’Okul’; uzak bir umut, ’yol’; ’Hökümat’ın sözü’, ’Tohtur, abukat’ hepsi; ’şeher görmüş’ yaşlılar... Çalışmak, sabır, çile; köyde yaşamın özü, Dertlerle mutlu sanki, bu çok dertli başlılar... Hepsi içiçe yaşar; çivit mavi duvarlar, Samanlıklar, ahırlar, tavukların kümesi. Mağrur olan bir o var; bir anıt gibi parlar Meydanın ortasında, mermer taşlı çeşmesi... Yine de, köyde yaşam, hiç de mutsuz değildir, Çünki onlar, mutluluk için çok şey istemez. Hiçbir şeyi yokken de, o umutsuz değildir Aç karnına yatsa da; gözü tok, haram yemez. Geceleri, dağlardan delice esen rüzgâr Sabaha ulaşmadan dağıtır yıldızları, Sonra; Güneş uyanır, horoz sesi, ilk kuşlar, Süt sağmaya koşarlar köyün güzel kızları. Yanmış da susuzluktan, bir damla sevgi bekler Gözyaşından sağnaklar görmüş köy toprakları. Rüzgârla ürperirken kan rengi gelincikler, Güneş, bin bir umutla parlatır yaprakları. Gün başlamıştır artık tozlu köy yollarında. Elma gibi yanaklı, yalın ayak çocuklar; Kimi davar peşinde, azığı kollarında, Kim bilir, belki birgün ’okullu’ olacaklar... Kadınlar çamaşırı teperlerken derede, Erkekler, tarlalarda, öküzle sarmaş-dolaş, Makinalar, aletler, ’medeniyet’ nerede? Kaderidir köylünün, yaşamla süren savaş. Kekik kokan yaylada dertli bir kaval sesi, ’Kangallar’ gözlerini şimdi dört açacaklar. Sessizliğe renk katan bir kuzu melemesi Ve rüzgârla ’Huu’ çekip, ’sema’ yapan başaklar... Gün batarken dönerler, köy halkı, teker teker, Buram buram ter kokar şimdi çeşmenin başı. Akşamların hüznüyle, sanki boynunu büker Tepenin eteğinde garip bir mezar taşı. Yorgun köy kadınları; ellerinde nasırlar, Akşam, maltız yakarlar evlerin bahçesinde, ’Yatsı’dan hemen sonra, serilince hasırlar Tüm yorgunluklar geçer bir ’akşam kahvesi’nde... KÖY; sessiz insanların göğe yükselen sesi, Hiç uçmamış kuşların, ’kuşkonmaz’dan kafesi. KÖY; güneşin altında, kavakların gölgesi, Yaşananlardan yüce bir yaşam felsefesi.... ’Medeniyet’ ölse de, her zaman diridir ’köy’, Saftır, temiz, dürüsttür, sözünün eridir ’köy’. Son kalan ’iyi’lerin barınma yeridir ’köy’, Hiç tanımasak bile, bizlerden biridir ’köy’... Ünal Beşkese |
Duyguları hilesiz, orjinal,
Sert tavırlarının altında...
Sevgi ve merhamet vardır,
Yanaş yanına, et bi hasbihal.
Çocukluğumuza götürdün bizi yüreği güzel insan, kutlarım. Köylülüğün yegane geçim kaynağı olan tarım; köylülerin ve yoksulların elinden alındı artık, birilerine ve biryerlere verilen sözler gereği. Tarım, zenginlerin bir uğraş alanı artık. Yaşam alanları ellerinden alınan köylüler de, ayağa kalkmak yerine, secdeye yatıyorlar. Kurtuluş için, oradan medet bekliyorlar...Saygı ve dostlukla