Bir bebegin ilk hecesine önümü ilikliyorum...Ki S/en susma Maşuk En güzel türkünü söyle tenime dokun karayel düşen saçlarıma iltica et içime ve içimden şehrime ulaş soyunmus terli bir hecede ki avuç içlerinle dokun kaburgamın üstü derimin hemen altina A/h Maşuk sensizlikte yakamozlara hasret gözlerim şehrim olur mezarlık gece yarısı ölülerin cirit attığı saatlerde azı dişlerinden akan salyalarla bir köpek havlar eşikte Gök kubbe parça parça düşer soluk ve cılız halde sağım solum pencere pencerede gece uçurtmalar asılı kalmış gökyüzünde öksüz Şarkılar yarım ve kırık düşmüş dili lal bir ney’e kabusun rengi mor olup halka halka namahremliğimi istila etmekte ve inanki evlat edindim iki dudak arası sözlerini sözlerin/ki kuyuya düşmeme sebeb olan çivi ucu asışların da yüreğimi S e n d e n B e n i doğurarak Tuz denizinde güz sarısı şiirlerde fotoğrafa düşer kayip kelimem Şehirin soğuk güneşin küs hallerinde ve kırmızıdan bozma bir pembe/de Islak bir sayfa Kalıp gidemeyen kozalakta toprak Yanım ki hiç bir lisan tarif edemiyor icimdeki mevsimlerin telaşlı çaresizliğini sokaklarının dar ve karanlıklığını eteklerimden asılır gece ceker derinliklerine Ah Maşuk düşürür-ken Ben beni kasıklarımdan dişleri arasında et parcası İcten ice cürütüyor kırmızı ve moru ile Kanıyordu ki Sıcak ve ılık akıyordu ağız kıvrımından ve bütün harflerime asılır ismin Daha dokunamadan ilk harfine kanattı yüreğimi derinden Ki yüreğimdeki Kan acıdı Kavuşma türkümü söyleyemeden Dilim Ve boğuluyorum içimden için(den) teninde tek bir nefeste suyun bir adım mesafesin-de Ne duruyorsun daha Ruhunla tut beni GölGe ... |