İdrak İçinde
ben söylerim sözü gönülden
idrak-ı bol eyle can içinde şafağa sığın onu dinle anlatır sana kelamı zaman içinde o şafak ki sana rehber kılındı yeryüzünde hal başkadır ihlas türlü türlü haldedir sözüm ağır gelir sana bilirim zorlar sine-i bahçende manayı dara düşer başın bunalırsın olma sözde gaflet içinde terbiye ruhta bulunmaz nurdur çek zikiri sür sefanı gör gelen ne haldir zikir hali vakti toparlar ehl-i erkanı salar başına bu devran yetmez sana mana-yı anlamda coşarsın dinle Yusuf’u sükut içinde sal sine-i bahçeni manaya olma gam keder içinde şimdi elim uzanmaz sana sözü canı gönülden söyler susarım düşün bin bir karar içinde canda ruhunu eziyete salma sanma bu hal kalıcıdır aldanma dert geçicidir gülme yüzü iblis-i suret olana çek besmeleyi git yoluna pir-i şahın şahandır yoluna ışık tutar vecri karanlığına bir bilinmez haldir bu alem Yusuf sabırda döker içini sana şems gelir an ile çalar kapını pir-i şahın huzur-u sükuta kavuşur gel etme eyleme gönlünü viran doldur sefa ile vakti zamanı sultanların hası beni derde salma Yusuf yedi cihan içinde ezayı çilede hayli yoruldu Hakkı ala izin verdi senle konuştu gör bu hali nice olanı gönlünü kedere salma pirin zaman içinde gelir uğrar sana bakar sine-i gül bahçene görür türlü türlü hal içinde bülbül olur deme salar kendini bahçeyi gülizarını zikirsiz bırakma Hak teala işitir seni sabırı bol eyle salar sefayı ben bu cihandan gideli Hak tealaya hak içinde ereli cihan-ı ala çok yordu beni ne zevk sürdüm ne sefa cefa içinde cefa olup sırrı aleme ulaştım bir gün şimdi sözü kerim olanım pir-i şahım yanında esirgeyip kolladığım can bilip sevdiğim bahçeyi sinemde yarenim şah-ı sultan olanım Yusuf’u an zikir ile eğme boynunu türlü gam ile zaman uzun gelir sana tezdir oysa arş-ı alada keder içinde anı uzatma bitmez olur çileyle seyreyle beşeri gör ki her daim gaflet içinde kah orada kah burada yalan içinde yalan bir halde ne yerde gezer ne gökte kaybolandır arş-ı alada beşer-i zahire sakın kanma nuruna leke sürme beşeri ziyan olanda kolaydır saltanat biter piri şahın nuruna canı gönülden bakar cenneti ala bahçemin has sultanı pir-i şahın senle dolar taşar Yusuf derler adıma zikirde izinle çıkarlar katıma arş-ı alem seyre durur bin bir nur içinde türlü türlü alemler ayrı biçimde şah-ı sultanın ikrar sunar vakit dolduğunda alır seni yanına kalır has bahçede has sultanı ile o bahçe ki nuru bulunmazla bezeli ne ezeli vardır sonu türlü türlü otağı ile dolaşırız bin bir alemi tarık-ı şura bilir olanı biteni ol de olur her şeyin gerçek hali zevk-i sefa içinde buluruz kahinatı sultanım gönülde zikiri bol eyle |