sevgiliye mektup 2
Ey sevgili (2)
Dün gece yalnızdım. Uyuyamadım. Uzun uzun balkonda gökyüzüne baktım. Güllere su verdim. Bir bardak şarap aldım. Oturdum. Bardaktaki şarapta seni sevdim. Yıldızlara senin yanağında dokundum, denizleri kucakladım gözlerinde….. Ey sevgili nasılsın, Nasıl geçiyor günlerin bilmiyorum. Neler yapıyorsun bilmiyorum. Mesela bu gece kiminlesin, gülüyor musun, ne yapıyorsun ne düşünüyorsun bilmiyorum. Ne çok sevdim seni ne çok. Nedenini anlamadan, Bak ne geldi aklıma. Hani şehirden uzak bir lokantaya gitmiştik. Bir akşamüstüydü. Saçlarını toplamıştın. Bir liseli küçük kız olmuştun. Yüzüme bakarken şarap kırmızısına dönmüştü yanakların. Ellerin bir yelken gibi çırpınıyordu dalgalarda sanki, gözlerin ürkek bir serçe kuşu gibi kaçak, Bakışların içimi deliyordu sen farkında bile değildin ey sevgili, Güzelliğin değil, beni alı koyan, acemi bakışların. Dün gece yalnızdım. Ey sevgili, Ellerini arıyorum uyurken. Yoktun. Gözlerinde kaybolmayı özledim, Ey sevgili sana dayanamirem. Paylaşmaktan vazgeçtim gözlerini. Vazgeçtim balondaki güllere seni benzetmekten. Vazgeçtim ey sevgili sensizlikten hadi gel. Üşütme beni. Kulağına gizlice söylemek istediğim çok sözüm var. Bekli uzaktasın yolun yarısını geçmişsindir. Dönemesin, Ey sevgili. Bil ki gidersen diyecek bir sözüm olmaz. Seni sevmediğimden değil. Özlemediğimden hiç değil. Olur ya mutluluğun uzaktadır, engel olmaktan korkarım. İnan seni üzmekten korkarım Ey sevgili, Sana yazıyorum hep en son şiirimi gecenin en sonunda, Belki bir gün okursun, okurken dolar güzlerin ağlarsın, ama ağlama olur mu. Belki seni neden öptüğümü anlarsın, döner yüzüme gülersin. Bekli aklına bile gelmem. Belki şimdi başka bir şehirde bir başkası ile bir kadeh şarap içiyorsundur. Bir başkasına bakıyorsundur. Belki bir başkası sana bir gül veriyordur. Oysa be sana yazarım özlemimi gecenin en sonunda. Sen beni düşünme Ey sevgi, ağlamam. Ağlasam da içimde kalır kimse fark etmez. Yüreğimin acısını benden başka kimse bilmez. Hiç kimseye demem seni sevdiğimi. Karanlıklarda gözlerinde kaybolduğumu. Demem hiç kimseye kollarımda uyuduğunu. Dün gece yağmur vardı, bu şehirde Dün gece yağmur vardı Bu şehirde Kitapçılar çarsısı telaşlı, bir çocuk gibi Kapatıyor kapıları Yüzüne sevdanın, hırçın….. Balıkçı meyhaneleri dolu, gürültülü Camları buğulu. Dün gece yağmur vardı Bu şehirde. Ey sevgili Bir güvercin tünemiş sanki, Yüreğime Yağmurun sesine uyanacakmış gibi Korkuyorum Gök gürültüsü ile aydınlanan yollarda Yürümekten bir başıma ……. Yüzün yansıyor akan sulara Korkuyorum Çizemem resmini yağmura Görürler Kıskanırım Ey sevgili….. Zor ve karanlık bir zamandan geçiyoruz. Yılların birikimlerine basarak. Yaşadıkları mı bir kenara koyarak. Karları yeni eriyen bir dağın eteğinde gül gibi açsın istiyorum, Yüreğin. Her şafak sökümünde güneşe karışsın renklerin, her şafak sökümünde öp beni istiyorum. Kaç akşamdır yoksun. Kaç akşamdır ay ışığında yalnızım. Kaç akşamdır yıldızları seninle izleyemiyorum. Kaç akşamdır ellerini tutmadan uyuyorum. Kaç akşamdır gözlerini öpmedim senin haberin var mı Ey sevgili. Bir türkü söyle bana Öylesine, Kimseye yazılmamış olsun. Kimse üzerine almasın. Kimse seni duymasın. Kimseler bakmasın sana. Zülfün teline rüzgârdan gayrı kimse dokunmasın. Yani öyle, ben öyle istiyorum. Bir panayır kalabalığında sana mısırcı tezgâhında mısır pişireyim. Türküler eşliğinde gece yarısı. Kaçırma bakışlarını yüzümden. Bir ürkek ceylan gibi. Tut elimde yürüyelim kalabalıkta yavaş yavaş kaybolalım. Annen duymadan Her sevişmeden sonra ağladığını görürdüm yatağımızda. Dokunamazdım. Uzanıp göğsünden öpemezdim. Utanır yüzüne bakamazdım. Az sonra sarılırdın boynuma, başını koyar omzuma uyurdun. Ey sevgili En yoğun doyguları yokluğunda yaşadım.. Yüreğimde bir keman ağlıyor şimdi. Yokluğuna, iri gözlerine, zülfünün teline, Bir keman ağlıyor. Yüreğimde. Gece bitiyor ey sevgili Şehrin en ıssız yerindeyim. Bir rüzgâr dokunuyor tenime birde hüzün. Bir kacak gibiyim. Güneşin ışıkları ele verecek beni. Bitecek sanki özgürlüğüm. Çıkacak ortaya karanlıkta sakladığım, avucumdaki yüzün. Çıkacak ortaya yüzümdeki çizgiler. Sacımdaki beyazlar. Yaşlandım Ey sevgili Bir yol kenarında rüzgârda sallanan gelincikler gibisin. Gel bana. Mevsim kış olmadan Dün gece yalnızdım Şarabım bitti. Sen gelmedin. İnan ağlamadım. İnan yatakta seni aramadım. İnam yastığı kucağıma almadım. İnan hiç kimsenin gözlerinden öpmedim. İnan hiç uyumadım. Ey sevgili Bir güvercin penceremde Kokun rüzgârda Sen uzaklardasın Ey sevgili Şimdi güneş doğmuştur bulunduğun o uzak şehre. Çocuklar okul yolundadır. Tezgâhtar kız bitirmiştir temizliğini. Çöpçüler küfür ediyordur yola tükürenlere. Serçe kuşu yavrusunu besliyordur. Martılar balık telasındadır iskeleden ayrılan vapurun ardında. Gençler âşık olmuşlardır duraktaki kızlara hiç konuşmadan. Kurtlar gelecek karanlığı gözlüyordur. Gelincik çiçekleri sallanmak için rüzgârı. Kurak topraklar yağmuru. Ben seni bekliyorum EY sevgili neredesin. 05.08.2011 İbrahim AKDEMİR |
Ne güzel bir yazıydı...dilerim bir gün sevdiğinize kavuşursunuz sayın yazar.Teşekkürler bu değerli paylaşım için.
Saygıyla.