Yusuf
bulunmaz bir devayım sana
halden hale girer gelirim seslendiğinde canı gönülden zaman biter tez elden ordayım mekanım ahir-i cennet yedi alemde gezerim bir orada bir burada nur ararım sultanım seni buldum yanarım o yangın ki aşk-ı çare derdime sen ol diye gönlüme sultan her ezan sesi ağlarım Rabb-i ala karar kıldı Yusuf muradına erdi dedi yedi cihan şahit oldu pir-i şahın sultanına kavuştu karar kesin her daim söyledim yusuf dediğin bir abdal veli ne cin ne beşer ne giden geldimi gönlüm aşkına düştü diyar nedir bilmez gezerim çıktı ruh candan arş-ı saadette akit ettim beklerim şems batar hilal çıkar karşıma güz biter bahar gelir bu devri alem böyle döner sende saklı olan nurum war bir bilinmez ahım var hal içinde tahtım var devran yere düşüp kırıldığında cümle alem can-ı soyunduğunda herkes derde düştüğünde Yusuf hızla gelir alır seni sine-i bahçemde kal diye hara üfler su diye sultanım canda eza görmesin diye bil beni pir-i şahım yüceler yücesinde bul beni sine-i hasrette aşk-ı yadı-ı yabanda bırakma suali zorlu olanım hayale aldanmayıp gerçeği arayanım gönlün ferah içinde bul beni çekme üstüne sözü şerli olanı Yusuf’un nur-u pak içinde arş-ı aleme sefa sunar gam-ı kederi atar içinden gülizarında aşk ile dem tutar çağır aşk-ı od içinde Yusuf diye an beni |