Senin en çok Uzaklara gitmiş resmini yapmayı seviyorum
Hani telaşla ayakkabını giyerkenki halini Tekini düşürüp, diğerini giyerkenki Tek ayak üstünde zıplayıp da geri dönüş halini seviyorum Ocağın altını kapatmışlığınla gülüşünü seviyorum Geri dönerkenki
Fotoğraf makinesiz ellerimle Fotoğraf makinemin içine senin o defalarca çektiğim Resimlerini seviyorum Parmak uçlarımlarımın hayalinde deklanşöre basış sesini Yıllarca duyuşumu seviyorum
Seviyorum gözlerime çizdiğin resimlerini Boyalarımın saçlarına bulamadığı renklerini Seviyorum sana uyduramadığım tuallerimi Nasıl da seviyorum yerlere devirdiğim her şeyi Duvarların bana arkadaşlığını seviyorum
Senin en çok Kimse üzülmesin diye ölüşünü seviyorum
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Parmak Uçlarımın Hayaliyle şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Parmak Uçlarımın Hayaliyle şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
şiiri yorumlamak ağır bir yükümlülüktür tahlil etmek daha iyi daha akla yatkın olağanüstü duygu yüklüydü diyebilirim mesela duvarların insanı sahiplenmeye kalması örneği
Okurken şiirin bir şaheser olduğunu hissederk okudum...
Farklı bir şiir; şair şiiri görseleştirmişti adeta. Mutluluğun resmi çizenler varsa buda sanırım sevginin resmiydi meğer ki sevgi de çizilebiliyormuş.
Şair, bazen hayatın tüm zorlu aşamalarından sevgiye dair bir kare çalabiliyor zamandan. Hayatın tüm sıradan güncelerinden sıyrılıp şiirler yazarak "ben de varım hayata" der gibidir. Bazen sevgiyle mutluluk kaleleri inşa edebiliyor bu da şairin yüreğin inceliğindendir.
Soyut kavramları somutlaştırıp okuyanları hayata farkındalık sağlayabiliyor akabinde hayatın acıları da, sevinçleri de benzer olduğunu gösterebiliyor. Şair ince ruhludur ve düşünce-duygu dehlizlerinden dünyayı kurtarabilecek kadar etkileyici olabiliyorlar.
"Senin en çok Uzaklara gitmiş resmini yapmayı seviyorum"
Şiiri analiz ederken sadece bu iki dizesinden yorumlamak isterim. Şık ve etkileyici; bu dizeler açılımında bir roman bile yazılabilir. Uzaklara giderken ki resmi bizim hasretle, özlemle kokladığımız resimlerdir. Uzaklar acı olsa bile o resimler bize onu yakın eden birkaç araçlardan bir tanesidir.
Resimler ve şiirler hizmet ettiği gerekçeleri edebiyata belli başına eserlerdir her ne kadar resimler bizi cansız kılsa da...
"Senin en çok Kimse üzülmesin diye ölüşünü seviyorum "
Ölüm acıdır fakat kimsenin üzülmesini istemiyorsa vardır bir hikmeti şaiirin; şiir, hakikaten anlamlı, derindi ve okunası bir eserdi. Yürek çalışmanın en güzel meyvası Şiirin elit olduğu kadar günüme düşen en değerli şiiriydi.
Yüreği öptüm, böyle güzel bir şiiri okuduğum için kendimi şanslı hissediyorum
o kadar naif o kadar içten ki..benim diyebileceğim kadar benden izler var her mısrada..aslında şiir budur bende her okuyan aa benim düşlerim, benım duygum, benim düşüncelerim demeli hüzünse akmalı yürek çeperimizden ve boğmalı hüzne bizi kıyısız tebriğimle
Okuyucu, şüphesiz kendi gerçekleri ile özdeştirecektir bu şiiri. Kimisi aşka, kimisi bir yakın akrabaya, kimisi bir gönül dostuna resmedecek.
Bu açıdan bir kaç kez okudum şiiri. Sevgiliye okudum, anneye okudum, ablaya okudum, arkadaşa okudum... Hepsine uyum sağladı, hepsiyle örtüştü...
Bu nedenle, yorumlama konusu askıda kaldı biraz.
Hani, ayakkabılarını giyerken sekişi var ya kahramanımızın, ya da, ocağı söndürdüm mü acaba telaşı; her alternatifte ayrı duygular, düşünceler doğuruyor ister istemez. Ama, bir nokta var ki; tüm kahramanlarımızda değişmiyor.
O da;
''Senin en çok Kimse üzülmesin diye ölüşünü seviyorum ''
bölümü işte...
Tüm sevdiklerimiz, başkasını üzmemek için ölmazler mi? Ölürler!... Bu yüzden sevgilidirler... Kara sevdamız... Ebeveynlerimiz... Kardeşlerimiz... Kadim dostlarımız...
Ne demeli?
Şiirde kalsın sadece bu ölmeler... Allah, hepsine uzun ömürler versin.
Bir giden var ise masum ve sessizce,bir daha dönmemek üzere, bakışları kapanan biri var ise bir daha seni görmemek üzere,bir daha sesini duyamayacak olan,bir daha dokunamayacağın bir el,başını yaslayamayacağın bir omuz,derdini dökemeyceğin derin ve acıları yok eden bir havuz ,sönmüşse sırf sen mutlu ol diye püsküren yanardağın ebediyyen ve bir eşi daha yok ise dünyada ,haklısın ağla. Bir son defa "özür dilerim özür dileyemediğim her şey için" diyemediğin için ağla. Hayat içinde kırdığın için, boşverdiğin için,ertelediğin an'lar için ağla. Şiir ağlasın. Okuyan ağlasın. Selam ve saygı ile içimdeki sesi duyduğunu zannettiğim mısralar için teşekkür ve hayranlıklarımla değerli şair.
Bana öylesine etki yapmadı...ben gidenlerin ardından söyleyemediğim sözleri hala kursağında taşıyan,söyemek için rüyaları bekleyen ,sığınan,hayatın içinde ,koştururken kırıp döktüklerimi toparlayamadan yaşayan biri olduğum için... O yutkunup durduğum sözler her zaman yüreğime acı veriyor. Bana söylenmiş gibi bu sözler. bana kızmış gibi kelimeler. Selamlar ..
tahlil etmek daha iyi
daha akla yatkın
olağanüstü duygu yüklüydü diyebilirim mesela
duvarların insanı sahiplenmeye kalması örneği