HAYAT İÇİNDE SAKLIYMIŞ HER KABAHAT
Bir bulmaca misali yaşarken hayatı
Ayak uydurmak için zamana Bazen kaplumbağa olurum bazen yarış atı Sonra öyle bir an gelir ki içimden Unuturum yaşımı başımı Birden on yedisinde delikanlı kesilirim sanki Bir kaşı karada Karacaoğlan Bir ahu gözlüye Mecnun olurum zaman zaman Arı misali daldan dala konup gezse de Söz dinlemez deli gönlüm olanları sezse de Düzen verirken kırık gönlüme ezelden ebede Dadaloğlu misali tutulur çeşme başında bir güzele Hani diyor ya ozan ; “ adın neydi unuttum sorulmayı sorulmayı “ Aslında hiçte öyle değilmiş madalyonun diğer yanı Yani demem o ki ; Yıllar değil asırlar geçse de aradan Ne kendi unutulurmuş sevda kitabından Nede adını soramadıkları şu gönül defterinden Öyle olsaydı eğer çıkar da yücelere Tozar mıydı ozanın gönlü “.. elif elif.. “diye Yani insan yaşadıkça anlıyor “ Taşın sert olduğunu Ateşin yakıp ,suyun boğduğunu” Anlıyor ki oynanan rol içindeymiş hayat Meğer hayat içinde saklıymış her kabahat KAŞİF KANİ ERTÜRK BÖCEĞE DEĞER BULAN , ÖNEMSEYEN SEÇKİ KURULUNA TEŞEKKÜR EDERİM.. |
Hayata dair neler neler çağrıştırdı dizeleriniz bir bilseniz...
Ve tabi birer nostalji estirdiniz eski türkülerimizi yad ederek( pardon, klasik demek istemiştim.:))
Taşın sert olduğunu...
Yürekten tebrik ediyor, selâm ve saygılarımı sunuyorum usta kaleminize.