DE HELE!Diz çökmüşüm önünde gözyaşlarımla ayaklarını yıkıyorum öpüyorum ve başıma koyuyorum sonra annemin elleri gibi gözkapaklarım sarhoş, başımı yukarı kaldırmaya ne gücüm ne yüzüm var... ellerin saçlarımda geziniyor düşman askeri misali esirinim ve sen de farkındasın bunun belli ki çenemi her yukarıya çekişinde ben bir o kadar daha kapanıyorum ayaklarına utanıyorum, çok utanıyorum bakamıyorum sana... hıçkırıklara boğuluyorum sanki ilk kez ağlıyormuşçasına çok ham gözyaşlarım, o yüzden de ağır taşıyamıyor gözkapaklarım, birer inci gibi dökülüyorlar parmak uçlarına... neden sonra acı bir tebessüm beliriyor dudaklarımda gözlerim kan kırmızısı dudaklarına kayıyor ve sonra dudaklarım çağırıyor günahı, günahkarım biliyorum çok günahkarım eğer dudaklarını öperse çatlak dudaklarım, günahlarım katlanır ve biliyorum ki ben ebediyen yanarım... vazgeçiyorum öpmekten günahı sevaplarımı avuçlarımdan avuçlarına bırakıyorum bir çocuğun bilyelerinden vazgeçmesi gibi bir şey bu içim sızım sızım sızlıyor, titriyor gözbebeklerim üşümüş bir bebeğin elleri gibi gövdem zangır zangır, kalbim yerinden çıkacak sanki... ruhlarımız bedenlerimizle ayrı dili konuşuyor iki yabancı gibiyiz ellerimiz kenetlenmişken, neden? niçin düşman birbirine hasret bakışlarımız ve ne diye birbirimize yabanız ey sevgili! sevinçten ağlamak varken, de hele; ne diye kederden ağlarız? ... |
lakin insan kalbine hükmedebilseydi gözyaşı olmazdı hiç...ah şu yüreğimiz var ya,tüm suçlu o