GEMİCİ
Geçmişe, yelken açıp uzandım,
Nostalji… Bir umuttu benim için. Yeşerdi içim de taze duygular, Kabardı göğsüm. Yol bulup delice esen bir rüzgâr, Hışımla doldurdu ciğerlerimi… Yanaklar al al’dı heyecandan. Haber gelmişti ya, sevgiliden! Nasıl kabarmasın ki anılar. Taptaze çiçekler gibi. Çiçekler harman olmuş, Güzeller Taç… Neşeliydim bugün kendimce, Bugün her şey daha güzel ve bambaşka… Çünkü başbaşaydım sevgiliyle, Başbaşaydım kendimle… Duygular, Everest’leşti içimde! Olmasa da yanımda her an, Biliyordum beni düşündüğünü, Benimle geçer, an be an, her zaman. Düşler kabarık, düşler yorgun, Yüzler mutlu ve mütebessim… İçimi kaplayan rengârenk heyecan, Mutluluktan uçuşan kelebekler, Kanatlanmış duygular… Bir menzile göç eden göçmen kuşlarda ben varım! Giden bir geminin basit çırağı…. Hayatın güzelliğidir, çizilen rota.. Hedefe varmak amaç, ama nereye, ? Değerlendirmek gerek bitmeden kota! Ömür olsun hayatın neşesi gözler, Süzülen bakışlar, Ilık taze ıslak bir damla yaş, İşte hayat, budur arkadaş! Rüzgâr gibi geçen ömür, Bazen ılık yağışlı bazen serin! Bazen de hırçın dalgalar, Ömürden de derin, Karadeniz havası içimde sanki! İşler içime, titretir beni, Ve derim ki: Gir kalbime üşüme, Kalbimdedir yerin. Dön ey gemici, dön artık! Çünkü bu son seferin… Yusuf Erdoğan |