TANIDIK BİLDİK BİRİ
ikindi sonrası tanıdık bildik biri
ölüm ak kanat taktırır sözleri kulağımı çınlantıyor hava biraz ısırgan tozu bol rüzgarlı üç kürek atma sırası epeyce uzadı el açmalar son fasılın ezber tekrarı en ağır gözyaşı gökyüzünün derinliklerinden düşen kuytu köşesinden bakan donuk göz işte bitti dedirtiyor ortalığı kor ateş sarmış sevinç ve hüzün arasında yaşanılan demek adı hayatmış en yüce inancın kıymeti saf tutanlar arasında sıkışmış mutluluktan habersiz geride kalanlar umuda sarılmış muslatın yolunu değiştirecek keşkeler uçucuyor ardından bitkin yorgun ayaklar altında insan onuru direniyor ırak düşsen ne çare bak gittiğin heryer seninle geliyor namertin ayak sesleri hor görülmüşün dikkatini çekiyor dünkü çocuklar masa başında yıllanmış çizgiyi düzeltmekte eğri doğru olmuş doğru yanlızlığa içleniyor bilseler kulağımın cınlamasını kalanlar duysa derinliklerdeki fısıltıyı susmazmıyım. dünyamdan geçtin bu ikindi sonrası tanıdık bildik birini toprağa verirken ne bir zevk ne bir neşe kaldı ardından yürek çorak dil su istemez üzerini örten toprak bile filizlendi şimdiden sessiz bir haydut gibi kalabalığın dağılmasını beklerken olur ya eski günlerin hatırına duymuyacağımı bilerek bir ses beklerim kımıldamadan duruyorum seversin sen bilirsinde hep bilmemezlikten gelirsin aynısını sende olsan söylersin kıyasla hadi istersen nefret et haksız olduğumu sitemlerinle belli et fazla konuşma herşeyde bir sebep vardı söylemezmiydin yarın derdim bak yarın olmadı haklı değilmiyim şimdi ben gölgen bile yok artık kime saati soracağım belliki yakında yanında olacağım dosttuk biz arkadaşlıktan öte canım yanıyor varmı bundan öte yas mas tutmam hürsün artık sen yaptın yapacağını emanet nefesi bıraktın giderken elbet bir gün buluşacağız eminim kaç yarın sonra buluşulacak işte en çok bundan tedirginim |