YASAK YAŞAMA
En büyük acılarla örselenmiş ruhumuz.
Daha çocuk yaşlarda öğrendik ezilmeyi. Oysa ne zenciydik amerikada, Ne de bir beyaz afrikada. Dağlarında rahat yürüyemezdik coğrafyamızın. Her yanı mayın, olmadı en adisinden bir kobra. Büyüyorduk, biz büyüdükçe sorunlar da. Dilime yasak dendi, ve kıyafetime. Poşu(puşi) takmanın cezai ehliyeti olduğunu öğrendik. Ergen çağlarımızın en büyük devrimcileri yasaklıydı. Sosyalisttiler, en adi en allahsız. Kovuldular birer birer. Yılmazlar, Ahmetler. Ve öldüler. Denizler, Hüseyinler, Mahirler. Edirneden karsa sosyalistti sevgileri, asıldılar, yok edildiler. Biz büyümeye devam ediyorduk yinede. İnsanlar ölmesin diye sürdürürken kavgamızı, Nerden bilirdik, terörist olacağımızı? Olsun! deyip devam ettik. Önce Yılmaz’ı kabul ettirdik, sonra Ahmet’i. Direne direne kabul ettirdik, Denizlerin ölemeyeceğini. Ve kabul ettireceğiz, ipe gitmek olsa dahi ucunda, bir puşi için ceza yenilmeyeceğini. Bir türkü için dayak atılmayacağını. Bir dil, bir kimlik için yasak denilmeyeceğini... AYAZ BARAN 13.05.2012 |