Sıratı Örselerdi BakışlarınSöz iliştirdim aşkın rengine Avuçlarımda kar eridi Şiir ördüm heceyle Dimağımdan öz serpildi Şarap kokuyordu dillerin Islanmış saçlarında şakayıklar Kırmızıydı bakışının ahengi Geceydi hep inadına seviştiğimiz Zaman yosunlu demirler gibiydi Biz yorgun vakitlerin hazzını sağarken Pembe güller ekiyorduk sulara Noktasız ayrılıklardı kirpiklerimizdeki Aynalardan izliyorduk dünleri Fısıltıyla soyunuyorduk özlemi Korkunun şafağıydı hep gizlendiğimiz Utanç ruhumuzdaki dar odaydı Sessiz çığlıklar çekerdik kuyulardan Sıratı örselerdi kadın bakışların Askılardan çözerdin bedenini Devrik anlar şahidimiz olurdu Parçalı yalnızlıklar silsilesinde Yorgun molalardı terler biçtiğimiz Kaybolan sesler okşar iken ruhumuzu Acının kaldırımında insanlar hak arardı Yaşlı bir kemancının hıçkırığı olurdu aşk Erimiş üzünçlerin penceresi açılırdı Kalaysız kaplardan ömrü kaşıklardık Sesini dinlerdik biçare aldanışların Unutulmuş yaşanmışlıklar kalburundan Hüzündü yudumlara bölünerek içtiğimiz Selahattin YETGİN |
Sessiz çığlıklar çekerdik kuyulardan
Sıratı örselerdi kadın bakışların
Askılardan çözerdin bedenini
Devrik anlar şahidimiz olurdu
Parçalı yalnızlıklar silsilesinde
Yorgun molalardı terler biçtiğimiz
bu sözlerde durup düşünmek istedim biraz...sanırım çok yoruldum...