Kalacak sanma bu güzellik, hazan gibi solacak!Her vaktin bir mürveti vardır Hangi lahzanın ibretini okusan nazar-ı heyecandır Kalp ne kadar zarif bir mekandır, her telinde bir güfteyaşatır Hassasiyet sahibi nefes, edebin her vechesinde feda ve vefa adına aşiyandır İnsan hangi mezalimin elindeyse Şayet bir mefkureye bel bağlamış çilenin hazzı değilse Kalbini ve ruhun yaratana karşı sevdası firkatleşmemiş nadanbir ümitse Acısı çok olur, sızı nefsini vurur, aklı durur, dili kurur,gözler bakınsa da can tetikte İnsanı insan yapan kalbi hassasiyeti Ruhunun yüceliği, aklının kemaliyet azmi, iradesinin zafiyetreddi Vicdanının suhulet içinde ki bahtiyarlığı, dimağın hakikat sığınağı kabiliyeti Afak adına tahayyül ve tefekkür zindeliği, edep ve haya zenginliği iştiyakıyla ilintili farktır Her ne hikmetse bazen akıl sır yetmiyor Küresellik adına medeniyet ve modernlik pazarlayanlar katlediyor Muvahhit Müslümanlar, Ümmet şuurundan yoksun topluluklar,geleneğe ram ediyor Hangi asabiyeti açsam, alalanmış riyakarlığı haya etmeden yazsam, takatim el vermiyor Niçin bu kadar tüketim tomlumu olduk İktisaden borçlar içinde acziyet içinde nefes nefese kıvranıp durduk Krediler adına faizi meşrulaştırdık, ev bark sahibi olmak adına ne kadar hür kaldık Alim zatlar sukut ediyor, asırlara sari fetvalarla dem vurup geçiniyor, sosyolojiyi bilmiyor Masum ve garip annem ruhunu teslim ediyor Hiç arapça bilmediği halde hoca efendi arapça telkin vererek sanki konuşuyor Hangi taklidin izlerini sürmekteyiz, neden haniflik ruhunu ihmal etmekteyiz, neyi beklemekteyiz Gün kararırken, canı, cananı kurban eyleyen, kalbin sahibi için vefayı bilen bilmem ki niçin ah ediyor Mustafa CİLASUN |