Pirim
cemalini gördüğümde ihlas ile
seyreyle gönlümü aşkına düşeyim bu madde-yi alem içinde sırra bir kalem yad-ı yaban bilmeden halimi esirge kolla beni bir nefes-i sabır ile rüzgarı al odumdan bırak gönül gözünle gördüğün içimi zikir ile sana dökeyim ben ki yandım piştim aşk ocağında kavruldum sefasına yüz döküp bu yalanı şirin alemde gönlümü tarumar eyledim insan-ı kemal olmayan zayi kulların arasında gözyaşı ile gezindim canımda ala olanım gönül mekanımın piri aşk-ı nida eden gülümde mey sunan bülbülüm canı cananın hayal içinde sözü şükrandır sana hakikat-ı hilkat bir hırka ile alemi sırda sarıp koynunda azat ile ferahlat gönlümü dökülsün saz-ı telde bir aşk-ı name ile mısralar çölde umman olup ab-u hayat içinde deryalara sal beni gönlüme el veren pirim gönül nefesim sırdaşım sancağı kerimde şanı ulu makamı yüksek yarenim duy ki feryad-ı aman içinde yer yurt edinmez alemi en yücelerin sırrına nail olmak için gönlü perişan gezerim cemalini gördüğümde apansız ihlas içinde bul gönlümü pir-i yarenim bülbülüm ashab-ı kerim olanım can içinde can parem nur akan yüzüne yüzüm süreyim aşkı hakikatin çorak illerde derya-yı ummanına varmak için hasret-i cefa çeker sana |
Düşündüm de insan ne çekerse ya yakınından ya da aşık olduğundan çeker diye bir kanıya vardım.
Saygılarımla.