Açık Deniz Günceleri
2/
Yalnızlıktan yıldızların üşüdüğü Issız bir gecede Kirli sakallarını kaşıyordu Denizler kurdu Ve içiyordu Osmanlı Esrik sakallarını ıslatan Rodos şarabını lâl Eski bir maşrapadan Düğüm düğümdü saçları birbirine karışmış Kaptanın griye çalan keskin gözleri Pupa yelken kaçak bir hüznü damıtmış Belki denizlerin közüydü özlemi Kadınsız gecelerin sonuydu belki de Saklı yüreğini açmıştı ilk defa Birden unutup kaptanlığını Seren dibinde rüzgâra karşı Anlattı anılarını kısık sesiyle Denizler yenisi leventlere Yeniden sevişiyormuş gibi Aşka deli o Giritli kadınlarla Sen kaçıncıydın küçük denizkızı Kaçıncıydın sen Haberin var mıydı Daha koynuna girmeden |
diye düşünmüşümdür hep.
Özellikle kurguya dayalı anlatı türlerinde(roman hikâye), bilhassa
kahramanların iç dünyalarının anlatımında üçüncü kişi (o, onlar) anlatımı,
yazara sonsuz olanaklar sağlar.Kuramcıların "hakim bakış açısı" da dediği
bu nevi anlatımlarda yazar,hem gelecekten hem de geçmişten
haberdardır.Usta yazarlar, metnin gizemini bozmamak ve merakı en üst
noktada tutmak adına geleceğe ilişkin çok fazla tüyo vermez.
(Hoş,Tanzimat Dönemi'nde bu işin cılkı çıkmış, özellikle Ahmet Mithat
Efendi okurun merakına dayanamazmış:
Hasan Mellah (Denizci Hasan) romanının kahramanı Hasan, Kartaca'da
dünyalar güzeli bir afetin balkonuna tırmanırken vurulur.Tam, okur
üzülecekken Usta dayanamaz ve devreye girer:
--Ey kari (okur) üzülme, Hasan bu yaradan ölmeyecek ve sevgilisiyle çok
heyecanlı sahneler deruhte edecektir,der.)
Efendim buralara da nereden geldik?
Evet şiirde birinci kişi(ben, biz) anlatımı sanki daha gerçekçiymiş gibi
geliyor bana.
Büyük şiirlerin çoğuna bakın, şairi şiirin içinde görürsünüz:
"İstanbul'u dinliyorum (ben) gözlerim kapalı." ORHAN VELİ
"Değildim men (ben) sana mail,sen ettin aklımı zail
Bana ta'n eyleyen gafil, seni görgeç utanmaz mı" FUZULÎ
"Yokluğun (o) cehennemin öbür adıdır, üşüyorum (ben) kapama gözlerini." AHMED ARİF
"Hayatta ben en çok babamı sevdim(ben)" CAN YÜCEL
"Seviyorum(ben) seni çıldırasıya..." AHMED ARİF
"Dante gibi ortasındayım( ben) ömrün" (OTUZ BEŞ YAŞ/ CAHİT SITKI TARANCI)
Tabii listeyi uzatmak mümkün.
Bir başkası da kalkıp ikinci veya üçüncü kişi ağzıyla yazılmış birçok özgün
şiiri listeleyebilir:
"Biliyor musun (sen) az az yaşıyorsun içimde
oysaki seninle güzel olmak var (O)"
YER ÇEKİMLİ KARANFİL /EDİP CANSEVER
...............................................
Mevzuya dönersek, derin bir şair olan İlhan Soyadıuzunabi:)) şiirde
vayvillimli yılları (gençlik) geçip, kronik Osmanlı düşmanı komunuküslüğü
aşarak kaleme aldığı bu güzelim şiiriyle, bizi bir hayal iklimine
götürüyor.Bu yolculukta da üçüncü kişi kamera tekniğini
kullanıyor.Elbette şairin diğer birçok şiirinde gördüğümüz lirizm yok bu
şiirde.Ama üstadın da böyle bir kaygısı yok zaten.Şiiri farklı kılan bir
"an"ın okurun usunda sonsuz bir resim olarak kalması.Hem sonra açık
denizde abaza cumhuriyetine mensup bir erkeğin yaşadığı kimi
sorunsalları böylesine gerçekçi anlatmak için de usta şair olmak gerekir:))
Muhterem İlhan Bey'i kutluyor nice çapul seferlerinde buluşmak ümidiyle
"vira bismillah" diyorum:))
Mehmet Binboğa. tarafından 6/29/2013 1:49:06 AM zamanında düzenlenmiştir.