Selami
Selami
Sana bu mektubu, soğuk bir sonbahar sabahı Cicil cisil yağan yağmurun altında Sararmış yapraklar arasında yazmak isterdim Ne yazık ki haziranın en sıcak Ülkemin en gerilimli günleri içinde yazıyorum. Kaybolmuş zamanların içinde kayboldum Doğrularım yanlışlarım İnandıklarım,değer yargılarım Sevdiklerim Dostlarım düşmanlarım hepsi bir bir yok olmuş Duygularım şimşek gibi çarpışıyor Anlam karmaşası içinde Yeniden kendimi bulmaya çalışıyorum Yalanın,iftiranın,kinin nefretin Vicdanın yok olduğu Siyaset denilen kirli kanda yıkanıyor düşüncelerim Oysa ben siyaseti hiç sevmedim Doğruya doğru yanlışa yanlış dedim Kapılmadım hiçbir zaman Büyük güçlerin etkisine Hiç kimsenin beni kullanmasına izin vermedim Alkışlamadım hiç kimseyi Boş ver be Selami Alt tarafı sıradan insandım işte Her acıyı hisseden. Herkes için ağlayan Her sevinen için sevinen Bir dilim ekmeği bölüşen Sıradan insan işte Neyse Selami Bu gün güzel bir güne uyandım Tıkadım kulaklarımı mekanik seslere Kapadım dünyayı gösteren pencereyi Bu gün uzun zamandır bakmadığım aynaya baktım Baya yaşlanmışım ben, Bugün aynada ilk defa kendime selam verdim Merhaba dedim,mutlu ol dedim Takma kafana Selami yi dedim Selam gönderse ne olur,göndermese ne olur dedim Dilime bir şarkı düştü aniden Güller ve dudaklar Büyük bir keyif ile söyledim |
belni nefsim benlki de benim
her yürekte bir selami vardır kendi kendine dertleştigi konuştugu bekledigi
halini hatırını sordugu
kutladım gönül sesinizi