Bir Niyazi Mısri Vardı!Derki; “Derman Aradım derdime, Derdim bana derman imiş. Burhan aradım aslıma, Aslım bana burhan imiş” Derken neleri şerh ediyor Şimdi bu mısralar Zaman ve mekâna kayıtlı olabilir mi? Her dem İnsana, hakikate Dokunmaz mı? Peki, ne söylüyor: hastayım Ve hastalığıma ilaç arıyorum, Tedavi olmak istiyorum; Derdime derman, yaralarıma merhem..Meğerse Yanlış yapıyormuşum; derdimi Ortadan kaldırmak değil, Derdimin kendisi derman imiş Nasıl Bir derttir bu? Diş ağrısı, mide ağrısı Değildir bu; asıl derttir İnsanın aslıyla, bütünlüğüyle, Hakikatiyle yaşadığı yabancılık Burhan; delil demek, İnsanın varlığına işaret, “Varoluşumu belirleyen, altını çizen Delil ve işaretler peşindeyim” diyor Var olayım, Var olduğumu hissedeyim Meğerse varlığım ‘ aslım’ da gizliymiş; kopup Geldiğim ruhta bütünlükte Şu dünyanın Ara sokaklarında değil, İçimde/ kendimde Aramalıymışım delil ve işaretleri “Sağı solu Gözler idim, dost Yüzünü görsem deyü. Ben taşrada arar iken, Ol can içinde can imiş” Muhteşem bir ilahiyatı içeriyor Allah’ı sağda solda, Dışarı da, medrese formu içinde; Merkezde değil de taşra Kıyılarda aramanın Beyhudeliğine işaret ediyor Dost yüzü, Yani can, dışarı da değil Canın bizatihi kendisi de, içinde Aranacağını beyan ediyor Nasıl buyuruyordu Allah? “ Ben kendi ruhumdan üfledim size. Size şah damarınızdan daha yakınım” Allah’ın varlığı Yaratıp sonra bir kenara Çekildiğini düşünürseniz ve varlık Ayrımını yapmış olursunuz “Hayır”, diyor Mısri, “ben ve diye bir ayrım yok. Ben O’ndan gayri değilim, O’nun tecellisi olarak varım” Bu anlam Üzere bakarsak ben Ve başkası ayrımı kalmaz. Hadis-i kutsinin “Kullarım Güzel amellerle bana Yaklaştıklarında onların gören Gözleri, tutan elleri, Yürüyen ayakları, Duyan kulakları olurum” Açılımıyla bütünleşiyor Mustafa Cilasun |