Bu Dünyanın çilesi
Zıt’lar aleminin, pozitif ahiret aleminin "ZITTI" olan negatif Dünya alemi; bir çile, bir ızdırap ve bir elem.. yurdudur. Ancak, her işin bir karşılığı olduğundan dolayı da; çekilen her sıkıntıının.. ahiret aleminde verilmek üzere bir bedeli ve karşılığı vardır. Yani çekilen hiçbir çile, boşa gitmemektedir.
Vücudumuzun (ruh bedenimizin) hücrelerine kaydedilerek, saklanır ve Bu (defteri kebir) Ahiret aleminde okunmak üzere açılır... Ana rahmine düşen bir sperm’in, yumurtanın zarına dokunmasiyle başlayan ve zigot ile sonuçlanan,“TEMEL ATMA TÖRENİ” ayni zamanda, “ZIT’ların oluşumu”nun da; “BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİMİ”dir. Artık; kontak anahtarı çevrilmiş, fizik alemin bir “EŞREF-İ MAHLÛKU” daha; zaman küresinde, entropi zarfı içinde, verilen adrese gitmek üzere..büyük bir hızla yola çıkmış, kendisine tayin edilmiş rota da ilerleyerek.. Dünya’ya adım adım yaklaşacak.. ve bir gün nihayet, “DOĞMUŞ..” olacak. Bu doğuşla beraber, çilesi de neş’esi de.. başlamış olur. Çünkü; Dünya “akıllılar için, bir çile ve ızdırap.. mahalli; Ahiretin ise, bir çeşit tarlasıdır. Dünya; ilk insandan, son insana kadar.. hep; bir çile yurdu, olmuş ve olmaya da devam edecektir. İşte, bu Dünya’nın kısa bir romanı, çilesi ve reçetesi... Reçeteleri okumasını, bilenler için… B U D Ü N Y A’ N I N Ç İ L E S İ!.. surprizsite.com- ŞİİR NO: 195 / 14- 02- 2010 Dünyamız; zulüm ve zulümât içinde yüzerken, Kız çocukları; canlı canlı, kuma gömülürken; İnsanlar; putların önünde secdeler ederken, Güçlü zalim; keyfi için, mazlûmları ezerken; Yükselirken.. Muhammedin Nur-u “ufuktan, Arş’a..” Kurtuldular.. bir kısmı, “imanla şereflenirken...” Bir zaman sonra, insanlar; “hadlerini aştılar,” Nur-u kir’le, yıkadılar.. kirleri, nur saydılar; Ayağı, yerden kesip; “başlarına taç” yaptılar, Rakı ile şarabı; ab-ı hayat’tan, sandılar; Süfyan’ın peşine gidip; ne çok aldandılar, “Dünya’nın keyfi” için de, Ahireti sattılar... En sonunda; rezilliği bile, “rezil ettiler,” Haksız yere; kan dökerek, çok ileri gittiler; “Gün, bugün; devran’da, böyle sürer gider..” dediler, “Eğlenceli olsun diye” masum kanı döktüler; Bezlerden bayrak yaparak, bir çok yere astılar, “Cetvel ile, sınır çizip” Dünya’yı paylaştılar... Artık; “rüzgar döndü de,” şimdi tersinden esiyor, Dökülen, “Mazlûm gözyaşına” hesap kesiyor!.. Bindörtyüz yıldır; “her geçen gün, güne ekleniyor,” Çıkacak Mehdi’nin; “SİYAH” sancağını bekliyor; Şehadete kavuşurum diye ümitleniyor, Tarih,Türk’e; “yeter artık, ayağa da kalk” diyor!.. 21-01-2005 SAAT:03:50 Konak-İZMİR. Not: Bu şiirin tüm hakları Mürsel MÜnevveroğlu’na aittir. |