MİRAÇ
Yaratılmış olmanın, çoğunlukla sefası.. bazan da, bir o kadar cefası vardır. Her ne kadar, “sefa ve cefa” onu çekene göre değişse de (aslında, göreceli ve sanal olduğundan) çekene göre değişen, keyfi de ve üzüntüsü de.. kişileri yaşadıkça bir gölge gibi takip eder.
Bunların üst sınırı sefa’da; doğumlar, evlilikler, ani zengin oluşlar, hasretlerin kavuşması.. v.b. nadir yaşanan sevinç anlarıdır. Cefası ise kısaca “insanı, ah-vah.." ettiren, sebepler silsilesi... Bir de, insanlık tarihinin “SEFASI VE CEFASI” vardır ve bunlar da, fizik alem (dünya)de yaşanan; sebepleri de, fiilleri de, sonucu da.. dev boyutlu olan, benzersiz olaylar vardır. Nuh’un tufanı, Hz. Musa’ (as)nın Asa’sıyla denizin yarılması, çağ değiştiren İstanbul’un alınması.. vb. gibi. Bunlar da bakış açısına göre, bazısına göre sefa, bazısına göre ise cefa!.. Ancak, insanlık tarihinde; Bir de, bir “KUL" ve "RESUL’ün” bir olayı vardır ki; bir benzeri ve tekrarı olmayan ve de bir daha olmayacak bir şekilde, kişiye özel olarak ve bir defalık yaşanmıştır. Fizik alemleri, metafizik aleme.. bu kulunu da Rabb’ine ve Rabb’inin huzuruna çıkarak kabul edilmesi, hasretini coşkuyla ve edeple gidermesi.. benzersiz lütûflara kavuşması.. ayrıca, bütün kulların, bu olaydan “NAMAZ” adıyla pay sahibi olması ve o sevgili kul, evine dönünce de; yine boynu bükük, yine gönlü hüzünlü ve yine; ümmeti, ümmeti.. diye döğünen, bir mütevazilik sunması... Evet; bu “Kul,” alemlere rahmet olarak gönderilen.. O, ki; "kurutulmuş et yiyen, bir kadının oğlu.." ve "güzel ahlâkı tamamlamak üzere yeryüzüne gelen, Hz. Muhammed Mustafa (SAV) ve "MİRAÇ" olayıdır. Aşağıda şiirde bu “MİRAÇ” olayını dile getirmeye çalıştım. İLAHİ M İ R A Ç ŞİİR NO 185 *** 23-07-2009 Hem, merdiven ile çıkılır; hem, merdivensiz de, “GÖK KAPILARI”nın, Yer’e indiği.. bu gece de. “Ölmeden ölmüş olan kalp,” soluksuzca atsa da; Mezardaki mevta dirilir, kalkar.. BU, GECE’de... “Ciğeri yanıklar,” buluşurlar.. bu hengame de, İhlâs’la söylenen, belki de; o, “bir tek HECE” de; “AF!..” diyerek, inler ve inletirse.. “her HÜCRE’de. Hakk’dan, “FERMAN GELİR!.. AF ve MAĞFİRET..” BU, GECE’de... Her taraf, NUR’larla dolar.. kul ve melekler ile, “NUR’dan, bir GÜNEŞ” doğarak yayılır.. tüm Evren’e; Bir ışık, yayar ki; “ADINA, GECE DENSE.. bile, Sanki sönerler, “GÖKDEKİ KANDİL’ler!” BU GECE’de... Tam, “SİDRETÜ’L MÜNTEHA’nın izdüşümü” KÂBE’de, “İSRA başladı.. ŞEHİRLERİN ANASI,” MEKKE’de. O, BURAK’ın üzerinde gitti.. BEYTÜ’L MAKDİS’e, Namaz da, kıldırdı.. peygamberlere, BU GECE’de... Sonra, “YÜKSELİŞ başladı..” Hazreti Cebrail’le, YEDİ GÖĞÜN, katlarını geçtiler.. sırasiyle; Adem, İsa, Yahya, Yusuf, İdris ve Harun ile, Görüştü.. Musa, İbrahim mürselle; BU, GECE’de... Çıktılar.. Cebrail’in varacağı, EN SON, YER’e Yükselişi, sürdürdü.. “REFREF” adlı, bir binekle; Bu noktayı geçmeğe, Cebrail dahi, BİÇARE!.. Nazar etti. CENNET ve CEHENNEM’e; BU, GECE’de... Yükseliş, durdu. Çünkü O, kavuşmuştu.. RABB’ine, “İŞ, OLUP BİTTİ.” ALLAH’da kavuştu, HABİBİ’ne. “BU İŞ, “BENZERSİZ, TEK ÖRNEK” varolmuş alemlere, Bu lütûfa tek lâyık, MUHAMMED’e. BU, GECE’de... Geriye dönüş, başladı.. Görev, yine REFREF’de, Sonra da, Kudüs’e kadar.. Burak çıktı sahneye. Oradan da, ışık hızıyla.. Mescidü’l Haram’e; Resulûllah; AN’da döndü.. Evine; BU, GECE’de... Bakara Suresinin, en sonu geldi.. Müjdeyle, “KUL’a MİRAC beş vakit NAMAZ, farz kılındı.. mü’mine; Allah’a, “ŞİRK koşmayan herkes..” girecek, Cennet’e; “SIDDIK’lar ÂBÂD, KÂFİR’ler YEİS var..” BU, GECE’de... 20-07-2009 * SAAT:18;20 * Konak/İZMİR. Not:1) Merdivenle çıkmak=Allah’ın sevgili bir kuluna tutunarak çıkmak... Not:2) Merdivensiz çıkmak=gönül yolu ile çıkmak.... Mürsel Münevveroğlu ([email protected]) |