SÜRGÜN MEVSİMİ
Gökkkuşakları geçiyor kalbimden
Yıldızların limanındaki zamansın Hayallerim senin kıyılarında uyur Bırak ellerini kalbimde kalsın Özlem gemisi gidince anladım ki Her şey boş ve anlamsız kalbimde Beyhude sevinçlerim kalbimde kalmamış Mimozaların meltemli rüyasına dalmışım Katlanırdım aşkın büyülü hazan gülüşüne Şimdi firkatin gülleri sonbahar bahçesinde Aşkımız sahil kahvesindeki tahta masalarda Hüzzam şarkılarımız balıkçı kulübelerinde Sahilin masaları kederin renklerini kuşanmıştı Zamanın meyhanesinde anıların ıslıkları çalıyordu Kalbin yazlık meyhanesinde sürgün mevsimi Yıldız limanları denizin kanserine düşmüş Zaman çocuksu gülüşleriyle oynaşıyordu Yorgun ümitler kalbin sürgünlük heybesinde Göğün heybesinden yıldız çiçekleri saçılmış Nilüferler meyhane havuzuna düşmüştü Zamanın yelkenleri hayal denizine akıyordu Hicran kahvesi kalbin harmanına zincirlenmiş Ayın yelkenleri kalbimin havuzuna düşmüş Rüyalar gecenin maviliğinde sürgünken Meyhane masasına akşam güneşi konaklamıştı Sürgün rüzgârları söğütlerde dinleniyordu Oyuncak kalpler aşkın kanserini kuşatmış Kadife gülüşler meltemli rüyalarını saçacak Rüzgâr salıncağı kalbin meyhanesine takılmış Sürgün mevsimleri hatıra fotoğrafıma doğmuş Bulut sandalları denizin ufuk dalyanında Firkatin akşamı suyun ışık uykusuna kapılmış |