UÇUK HAYALLERİN GECE SENFONİSİ ...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Ve dahi şiirler gam yüklü kervanlar misali
Gönül hanımda soluklanırlar ... Bir yanda deşilmeye hazır yaralar Diğer yanda boynu bükük kalan umutlar Tüm bunlara eşlik eden, Derelerde ötüşen kurbağlar Yeniden uykuya dalmak için çok geçti dağlarda Ansızın bir avcı çıka geldi Gecenin sessizliğini yırtarcasına Ateşledi mavzerini Yaraladı bütün ceylanları Şakağından vurdu en masum sevdaları Aşk çoktan yitirmişti pusulasını Aklın telaşlı koridorlarında Bulamamıştı gideceği adresi Sonra … Cennette yıkanıpta atıldı,kırmızı kadın kollarıma Cehennemin korkusuyla çarpıyordu oysa yüreğim Korktum … Misk-ü amber kokuyordu saçları Gözlerimi kamaştırıyordu Eteğinde parlayan zümrüt taşları Sevemedim… Kendimden utandım ,şiirlerimden,ruhumdan Allah’tan utandım Siyaha bulandı hayatım Lekesiz bir kefene sarıpta O Kadını Teslim ettim Leyla’ya Uçuk hayallerin gece senfonisi çalıyordu Şairin sokağında Ağlıyordu sardunyalar , Ağlıyordu taş duvarlara tutunan Sarmaşık gülleri Evlerin balkonunu süsleyen begonyalar İsli gaz lambasının ışığında Düşünüyordu şair Masasında kör bir kalem Ve yazılmaya hazır beyaz sayfalar Bir de hayata dair içinde büyüttüğü susmalar Islak kirpiğinden yanağına süzülen yaşlar Çakmağın alevini arzulayan sigaralar ... *Şiirime sesiyle ruh veren Değerli Abim Celal Keklikci’ye sonsuz şükranlarımı sunarım ... |