Biruni - 2
Türk-İslam âlimleri serisi – 48
BİRÛNİ -2 D. H. 362 (973) – Ö. H. 453 (1061) Künyesi; Ebü’r-Reyhân Muhammed bin Ahmed El-Birûni diye daha çok bilinmekte, Hicri üç yüz atmış iki de doğdu denir, Harzem’in Kâs’ta yaşamıştır El-Birûni. “Hârizm” adıyla da anıldığı bilinir, Bazen “Harizmi” ile karıştırılmıştır, Bunun için “Birûni el-Hârizmi” denilir, Harzem’in yetimi denilen El-Birûni, Türk kökeninden geldiği yazılmaktadır, Soy kütüğünden nedense anlatmamıştır, O’nun Türkçe bildiği anlaşılmaktadır, Türklerle münasebet kuran El-Birûni. Küçük yaşlarda saray terbiyesi almış, Ebû Nasr İbn Irak, O’nun ilk hocasıymış, O’nu her daim üstadım diyerek anmış, Ondan Öklit Geometriyi okur Birûni. Abdüssamed el-Hakimi’den dersler aldı, Erken yaşlarında ilk eserini yazmıştı, Hicri üç yüz seksen de rasadını yaptı, O zaman on yedi yaşındadır Birûni. Kâs’a Me’mûniler saldırıp yok etmişti, Birûni, vatanını mecburi terk etti, Bir süre yoksul bir yaşantıya girmişti, Kısa zaman Rey’de kalmıştır El-Birûni. İbni Sina ile bir zaman tartıştılar, Sorulu cevaplı mektupla yazıştılar, Ebü’l-Vefâ el-Bü’zcani’yle çalışmıştır, Her dönem itibar görendir El-Birûni. Ebü’l-Hasan sarayında görevler aldı, O, sarayda müşavir olarak çalıştı, İlme olan hevesi daha çok artmıştı, Ebû Sehl ile irtibatlıdır Birûni. Hicri dört yüz atmışta bir kargaşa oldu, Gazneli Mahmud, yeni dönem oluşturdu, Birûni ve hocası Gazne’de oturdu. Nandana’da hapis kalmıştır El-Birûni. Gazneli Mahmud, döneminde çok rahattı, O ölünce mersiye ve ağıtlar yazdı, O’nun için demiştir “Âlemin aslanı,” Mahmud devrinde verimlidir El-Birûni. Birûni, otuz kadar bilim dalında var, Her konuda mükemmel bir eser yazar, O’nu tanıyan, okuyan, övgüye boğar, Zamanların en büyük âlimi Birûni. Birûni, ilim ve hikmete baş koymuştu, Dertlere devayı tabiatta bulmuştu, Ne Hind, ne de Çin tedavisine kul oldu, Eczacılığın babasıdır El-Birûni. Her otun sefa ve cefa yönünü bilir, Toprak ve iklimine kadar ilgilenir, Dağ ve ova otu ayrı özelliktedir, Her daima hekimler piri El-Birûni. Tıp alanının inceliğine vakıftır, İlaçlarını da hep kendisi yapmıştır, Tabipliğin de sınırını ayırmıştır, Havan başında ilaç yapan El-Birûni. O, her maddeyi ayrı ayrı tasnif etmiş, Nerede ne nasıl kullanılır belirtmiş, Onu alfabetik sırayla tek tek dizmiş, Yan tesirini belirtmiştir El-Birûni. “Kitabü’s-Saydale Fi’t Tıb” eseri yazdı, Tıp alanında mükemmel bir çığır açtı, Bu eseri yazarken seksen yaşındaydı, Eczacılığın babasıdır El-Birûni. Birûni, coğrafya ile de ilgilenir, Asya ve Avrupa hakkında bilgi verir, O yıllarda ki, Ümit Burnu’nu anlatır, En ince detaya vakıftır El-Birûni. Amerika Kıtası’ndan bahisler etmiş, Japonya’nın da topraklarını belirtmiş, Bunlar Coluombus’tan beş asır önceymiş, İlim dünyasının deryası El-Birûni. Birûni, “Dünya yuvarlak, dönüyor” demiş, Bunu Newton’dan beş asır önce söylemiş, “Yerçekimi var” deyip deneyle göstermiş, İlim, irfan deryası olan El-Birûni. “El-Kanun-ül-Mes’udi” uzayı anlatır, Onunla uzay coğrafyasını aktarır, Işık hızı, sesten hızlı diye yazmıştır, Hem fikir, hem sanat dehası El-Birûni. Her türlü araç gereci kendisi yapar, Özgül ağırlıkta gerçekleri yakalar, Madenler hakkında çok güzel şeyler yazar, “Kitab-üt-Tefhim”in yazarı El-Birûni. “Marifet-ül-Cevahir”le taşları söyler, “Mahruti alet”le madeni tespit eder, O’nun eliyle bilinmiştir madenler, “Piknometre”nin mucididir El-Birûni. Birûni, botanikle de yakın ilgili, Botanikle özdeştirmiş geometriyi, Çiçekteki nizamı da incelemişti, Zoolojide derya denir El-Birûni. Birûni, her konuda ayet, hadis arar, Kâinatla dinini bir kefeye koyar, Allah kelamıyla olaya ışık tutar, Hata yapınca tövbe eder El-Birûni. “Kanun-i Mes’udi” adlı eseri yazmış, Sultan Mes’ud fil yüküyle gümüş göndermiş, Birûni almaz “o baştan çıkarır” demiş, Paraya asla önem vermez El-Birûni. “İlmin ona göre, buna göresi olmaz” Şeriata mugayir tek bir cümle yazmaz, Sağlam ve sarih, metotsuz asla anlatmaz, Dini ilimde haddini bilir El-Birûni. Bâtıldan, hurafeden, sihirden kaçmıştır, Der: “Teori ve deney ilmin kanadıdır,” Her daim sened gösterip nakil yapmıştır, Özünü, ruhunu bozmayan El-Birûni. Üç nesil; Mahmud, Mes’ud, Mevdûd’a hizmette, Zorlanmaya başlar görme ve işitmede, Öğrenci En-Nehşei kalır hizmetinde, Gazne’de vefat etmiş denir El-Birûni. Medeniyet dediğin arsız canavardır, Tarihine gör bak ki, nice hırsız vardır, İslâm âliminden eserler çalınmıştır, Hak ve adalet çalmakla olmaz yiğidim. El-Birûni ki, Harzemli bir yetim imiş, O’nun da eserleri el altından gitmiş, Newton gibileri o eserle ünlenmiş, Bizim dâhiye sevgimiz olmaz yiğidim. Birûni der ki; * Hata yaptıysam Allah’a tövbe ederim. * Rızasına sarılmak için Allah’tan yardım isterim. * Batıldan korunmak için Allah’tan hidayet isterim. * İyilik elbette Allah’ın elindedir. * Teori ve tecrübe, ilmin iki kanadı gibidir. Tecrübe (deney) dediğin, tekrar tekrar yapılabilmeli ve her seferinde aynı neticeyi vermelidir. Şair, Araştırmacı, Yazar: Abdullah Yaşar Erdoğan NOT: Kur’ân’daki bütün emir ve yasaklara itaatte büyük hassasiyet gösteren Müslümanlar, ilme teşvik eden, hatta ilmi emreden âyetlere itaatte de aynı titizliği göstermişlerdir. İtaatteki bu hassasiyet onların Fizik, Kimya, Tıp, Astronomi ve Jeoloji üzerindeki araştırmalarını başlatan ve devam ettiren en büyük muharriktir. Bu sayede İslâm dünyasında dev isimler yetişmiştir. |