ÇIĞLIKLARTuruncu, gitgide kan kırmızı bir çığlık Yırtarken gökyüzünü baştan başa, Kanayıp bulutlar döküldüler parça parça... Bir ucu göklerde... Bir ucu tam savaşın ortasında, yüreği de parça parça Bir ananın ağzında... Bir çığlık, Dalından kopmuş taze bir meyva gibi Yeni doğan bir bebeğin minicik gül yaprağı dudaklarında... Yankıları; Sevincin ve acının karıldığı, Yavrusunu doğuran anasının ağzında... Işıltılı bir çığlık, Askerden dönen oğlunu Birdenbire karşısında gören bir annenin haykırışında... Kapkara bir çığlık, Oğlunun şehit olduğunu duyan bir annenin Yırtılan boğazından yükselen feryâtlarında... Sessiz bir çığlık, Susmuş, kulakları sağır etmeyen... Kör gözlerin, kara gönüllerin sebep olduğu, Kulaklarla duyulmayan ama Bakınca yüreklerle duyulan... İç’e döktüren gözyaşlarını. Patlayan bir şampanya şişesi gibi, Piyango! Çığlıkla beraber paralar, kollar da havada... Akılsa uçmuş taaa tavana... Binlerce çığlık, Bir topun filelere vurmasıyla Binlerce insanın narâlarında... Yaydan fırlatılmış gibi, göklere uçan bir çığlık, Korkuyla yükselen, Genç bir kadının dudaklarında... Bir çığlık ki, Üstüste, iç içe kalplerin uçuştuğu, Beklenmedik bir anda karşılaşan Sevgililerin kulaklarında... Bir çığlık! Bir uçuşma! Uçuşan tüyler, telekler... Yavrusunu kediye kaptıran Kuşların gagalarında... Binlerce, binlerce çığlık, Sevinçle,acıyla, nefretle, kavuşmayla, Zaferle atılan, Binlerce ağızlarda... Dünya; dönüyor, çalkalanıyor çığlıklarla... Hâlenur Kor |