İKİ DALDA İKİ GÜLBirbirini çok seven iki ayrı gül dalı Ne birleşti elleri ne ayrı yapabildi Bir çigan müziğinde bindikleri bu salı Başka yönlere itip yolundan sapabildi Akıp gitti boşlukta türkü oldu illerde Bu gönül hikayesi anlatıldı dillerde. Çaresiz bir çıbandı yüreğe düştü figan Karşı karşıya baktı gözlere yaş süzüldü Hasret dönse de kora cesaret etmez begin Bülbül boynunu büktü bakıp bakıp üzüldü Akbabalar türedi eşelendi küllerde Bu gönül hikayesi anlatıldı dillerde. Bu dünyanın gamı çok herkes kendi derdinde Boşa akan bir ömrü kim nasıl, nerden bilsin Önüne set konmadı sürükledi ardında Yarin tatlı nefesi gülteni nasıl bulsun Geç açan tomurcuktu kurudu bak dallarda Bu gönül hikayesi anlatıldı dilerde. Yetiş dedi Mevlaya ökse yürekte duçar Kan akıyor gözlerden Azrail kapıdadır Bir nefeslik kudreti uçuyor eller naçar Narin bir kuğu gibi ten beyaz yapıdadır Geç kalmanın vadesi doluyor bak yollarda Bu gönül hikayesi anlatıldı dillerde. Dalından koparıldı ham bir elma misali Tadına varılmadan bir köşeye atıldı Boynu bükük kalınca aşk denilen masalı Yalnızlık kervanına kurban diye satıldı Boyunlarını büktü bunu gören güllerde Bu gönül hikayesi anlatıldı dillerde. Huma kuşu misali ayrı düştü yarinden Yaşamak haram oldu alamadan tadını Aldatıldı sevdası bakamadı arından Kan kustu söylemedi bir kez olsun adını Şimdi arayıp durur geçmiş denen küllerde Bu gönül hikayesi anlatıldı dillerde. Ayvazım DENİZ Naçar: Çaresi olmayan, çaresiz Duçar: Uğramış,yakalanmış, tutulmuş Begin: Başlamak ilk adımı atmak |