duydun mu sessizliğiyolcu derinlerini iyice derinlerini gördün mü beklediğin durağın nasıl da sesi geliyor dip dalgalarının hergün kızıl kıyametlerin koptuğu o yer başımıza yıkılırdı her seher silerken sırsız aynalarda yeni tere gelmiş bıyıkları herkesin kalbi sırtında ve uzak diyarlardan gelmiş kaşlarına cımbız bile değmemiş görmezden gelirdik fahriye abla elinden çıkan kızları yolcu farkına varmasaydık kayıp çığlıkların izinin farkımız olur muydu kuşlardan o sarı çizgili üstü işaretli kaldırımlar var ya bir türlü söyleyemeyip ilk aşkı bağrımıza bastığımız taşlardan her daldan kürsüler kurulurdu okul dönüşü zafer çarşısı meydanına bir elimizde edep bir dilimizde haya tunçtan heykeller olurdu beynimizde kara yağız kip adamların söylemleri ve çıt çıkmadan dinlerdik ipe giden yiğitleri işte o durağı pas geçerdik gecenin birinde tarifi bizde gizli ankara ayazının tek otobüs biletine yoklardık ceplerimizi botları donmuş eli unutulmuş bedenleri bu kalabalıkta o sessiz yer sana söyler mi ah...yolcu sanki anlaşmışcasına yıkıldı üstümüze her devir kim bilir,tıraş ettiğimiz beşparmak dağlarında hangi türküler söylenir kasım |