AYNI SEMTİN ÇOCUKLARIYDIK BİZ...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ZEKİ KARGIN (25 Mart 1960- 20.Ağustos 1998)
“Sizler isterseniz bu ülkeye hilafeti bile getirirsiniz, ben istersem odunu da milletvekili yaparım” zihniyetinin hakim ve insan onurunun aşağılandığı bir ortamda 25 Mart 1960’da Mehmet Zeki Kargın dünyaya geldi. Her türlü kemliğe, açlığa, yokluğa, sömürüye, soygunlara, Menemen’de içtikleri kana doymayanlara, cihat çağrısında bulunan yobazlara karşı örgütlü olmaya özen gösterdi; onun içindir ki, lise öğreniminde Lise-Der yönetiminde yer aldı.Orta öğretimde öğrenci birliklerini oluşturdu. Toplumun Cumhuriyetin kural ve kurumlarına sahip çıkabilmesi ve aydınlanması için durmaksızın, yorulmaksızın halkevleri şubeleri açıyor ve yönetiminde bulunuyordu. Ölmek, doğmak kadar doğal bir olaydır, ama öğrenci liderlerini yaralamak, öldürmek, katillerini bulmamak da doğal hale geliyordu.Evet devletin tepesindeki kişi, üç fidanı idama götürüyor, “bana sağcılar suç işliyor, dedirtemezsiniz” cüretini gösteriyordu. Hatta ERDAL EREN’ in yaşını büyüterek idam sehpasına götürüyorlardı. 25 Nisan 1978 yılında MEHMET ZEKİ KARGIN kurşunlandı. Bağırsaklarından aldığı ölümcül yaralar yıllarca peşini bırakmadı. (Ama failleri hala bulunamadı.) Çektiği bütün acı ve sıkıntılara rağmen işkenceler, idamla yargılamalar,onu onurlu, sade, özverili, paylaşımcı yaşamından alıkoyamadı. Can Yücel’in şu dizelerini tekrarlayarak 20 Ağustos 1998 yılında aramızdan ayrıldı: “Biliyorum razıyım cezama Çalmadım öldürmedim ama Ne yaptım biliyor musunuz Reis Bey? Tuttum insanları sevdim.” Babası, Halil Kargın. Zeki ile ilk tanışmam Tuzluçayır Lisesinde oldu ve bana Sosyalizmi sevdiren yiğit gözü kara ve inanmış bir devrimciydi…Uzun boyluydu ve yeşile çalan mavilikte harika ve etkileyici gözleri vardı…Onun ölümünden haberdar olduğumda dünyalar başıma yıkılmıştı…Çankaya Belediyesinde grafiker olarak çalışırken birkaç kez ziyaretine gitmiştim. Devrimci olmanın zorluğu onu çökertmişti ama o vücudundaki o kurşuna rağmen hayatı ve devrimi çok seviyordu…Ve diyordu ki artık bu kurşun bana çok acı veriyor Kazım sanırım ameliyatla aldıracağım…Evet aldırdı ve ışıklara yol aldı… Onun ışığı bizlere Sosyalizm yolunda hep ışık olacak…Yolun ışıklara olsun Zeki yoldaş… Kazım Doğan
Aynı semtin çocuklarıydık biz,
Aynı semtin havasını soluyan, Ve aynı semtin devrimci mücadelesini veren Birer militanıydık halkın… Ne faşizmin işkenceleri, Ne de cellatların yağlı urganları yıldırabildi bizleri… İşkenceler daha bir bileyledi, emperyalizme ve onun uşaklarına karşı haklı mücadelemizi... Bozuk düzenin boynunda Keskin birer bıçaktık Cellatlar astıkça bizi Biz küllerimizden doğduk hep boğazlarına dayandık emperyalizmin ve Onun uşaklarının… Aynı güneşin , Aynı ayın, aynı gezegenin çocuklarıydık biz Kültürlerimiz aynıydı bizim Dosta hep gonca güldük Düşmana baldıran çiçeği… Sosyalisttik, devrimciydik, enternasyonalisttik Yaşasın Halkların Kardeşliği dedik Asıldık, vurulduk toprağa selam verdik Yılmadık, yıkılmadık hep vardık Ve biz sömürü düzeni ve haksızlıklar olduğu sürece Hep var olacağız… Ülkemizin tam bağımsızlığı için Emperyalizme karşı tek vücut olarak yer yüzünden kapitalizmi silene Ve sömürü düzenini yok edene dek sürecek mücadelemiz ta ki; Yer yüzü aşkın yüzü olana dek… Kazım Doğan (M.Zeki Kargın’a ithaf edilmiştir.) 25.05.2013 |