Kara Tren
"Kara trenin isine boğuldu yolculuk, oysa mavi bir yolculuk düşlemişti
yolculuğa çıkarken" Kocaman sessizlik Yalnızlık treninin garip yolcusunu sonsuzluğa taşırken Katarların nefes alışları bozuyordu sessizliği Sonra cılız bir ıslığa başladı adam Trenin sesine tempo tutarcasına Yol boyunca yan yana sıralanan dağlar Gözlerinden bir bulut gibi geçiyordu... Tutsak bir mülteciydi yüreği Kaç istasyon geçmişti Kaç kere durup kalkmıştı tren Kaç kez duymuştu kampananın sesini Değişen her kondöktör ayrı ayrı bilet sordu adama İnemedi bir türlü, ne de dindi yüreği Nereye aitti bilmiyordu... Ta ki kırmızı başlıklı kız trene bininceye kadar Gözleri gülümsedi adamın kızı görünce Bir şey söylemek istedi söyleyemedi Çocukluğundan geçiyordu tren El sallamak istedi, sallayamadı Yasemen kokuları aldı Oysa is kokuyordu... Sayısız düşler kurdu "an" içinde Farkında olmadan anne diye inledi Bu kez "Kırmızı başlıklı kız" gülümsedi Utandı, dışarı baktı Raylar cennete giden yol gibi göründü gözüne Kıza doğru döndü Gülmek isteyen suratı ağlamaklı... Tren gelincik tarlalarından geçerken O bir tomurcuk gül düşledi Kalbinde bir şölen başlamıştı sanki Bir tomurcuk gül, ah bir tomurcuk gül dedi içinden Boş elini kıza uzattı Kız teşekkür etti Gülü aldı ve gitti... İnşallah kurtlar yemez kurtulur diye dua etti adam Bir kere daha uzattı biletini Gözleri uykulu kondöktöre İçindeki varoluş sancısı yüzüne vurdu bir kere daha Yorgun gözlerini kapattı Yine aynı trajedi kapladı içini Yeni bir şiirin içine gömüldü... Hava karardı Yalnızlıkla, gece kör ebe oynuyorlardı Gündüz yakan güneş Zemheriye dönüştü geceyle Mil çekildi ağlayan gözlerine Titreyen dudakları Karıştı nefesine... Mısralar döküldü bir bir Akıverdi geçmişe doğru Devrimci kimliğini yazmak istedi Sayfalar yetmedi "Kendine dikkat et olaylara karışma" diyen babasını hatırladı Bir süre dondu, yazamadı Annesinin sesiyle irkildi, yeniden yazmaya başladı... Sonra sevdiği tek kadına yazmak istedi Önce yutkundu, dayanamadı mülteci yüreği Vaz geçilmişliğini hatırladı Ve ağladı Küllerden sözcükler üretmeye çalıştı Yeni kıvılcımlar türedi Ağyar diye ünledi... Cümleler yetersizdi Yılmıştı düşleri Bir fısıltıyla geçen ömrünü düşündü Bir kez daha sarıldı kaleme Yorgun harfler kendiliğinden yerlerini buluyordu Feveranlara tıkadı kulaklarını Gecenin koynuna sığındı... At başı buluştu dizeler bir biriyle Devrim Özgürlük Katliam Anne Baba Ve sevgiliye... "Bir kez daha yasaklanmış duygularını içine gömdü Kırdı kalemi..." |