Acılarımız, Kafiyelerimiz Kadar
Herkesin ağlayabildiği kadar
Benim kafiyelerim ve acılarım var Sesime renk oldu gözlerinin ılık sessizliği İçime doğru yağmur çiseler avuçlarından Ellerin gönlümün gökyüzünü yakalar Yıldırım düşer; bastığın yer söner gözlerimin izdüşümünde Bu kadar ağlamak yakışmadı bana Satır satır yazarken iç çekişlerimi Ve akıl terki diyar eyler ansızın Her kaldırıma sesimi gömer kuru otlar Yalnızlık en güzel oyuncağıdır gecenin Sabaha kadar onunla oynar Ve hiçbir gözyaşında göremediğim derinlik hissiyatı Kim bilir kaç şairin yavuklusuydu ezelden Böyle olmazdı eskiden aşklar... Parmakucumda bitik bir dolma kalem alınganlığı Kağıda kendi sessizliği saplar "Acılarımız, kafiyelerimiz kadar..." |