DUYGU SAĞANAĞI 4
Serindi
İstanbul’a bahar biraz geç gelirdi Ama Hava o kadar da üşütücü değildi Yoğundu Haydarpaşa Canlı günlerinden birini yaşıyordu Kavuşanlar sevinçle sarılıyor Ayrılanlar ise Ağlaşıyordu İnmişti Elinde küçük valizi İstasyonu terkederken Tek bir şey düşünüyordu Ya hiçbir zaman Ya şimdi Çalıyordu Aradığı numara nihayet düşmüştü Karşıdan gelen sesle Günler sonra Bir an bile olsa gülmüştü Unutturmuştu Burcu’nun sevinçli sesi Her şeyi unutturmuştu Hemen buluşalım sözü Bilimsel Şair’e Kendini buldurmuştu Buruşturdu Çöpe attığı o kağıtta Garip Kız’a yazdığı son şiir bulunuyordu O andan itibaren onu Maziye gömmüş oluyordu Şirindi Hasır sandalyeli çay bahçesi Eskisi gibi çekiciydi Her zamanki gibi aşıklar Buranın müdavimiydi Unutmamıştı Burcu’nun en sevdiği çiçekten Kocaman bir buket yaptırmıştı Ayrılmalarından sonra Ki bu iki yıl önceydi Kimseye çiçek almamıştı Gelmişti İki yıldır hiç değişmemişti Hatta daha da güzelleşmişti Sarıldılar İki aşık birbirlerini Çok Ama çok özlemişti Serindi İstanbul’un üstü bulutluydu Tam yağmur havasıydı Ve İki aşığın gözlerinden Sağanaklar boşalıyordu. Ali ATA |