İKİ SATIR KISKACIDaha önce hiç kimseye söylenmemiş, Küçücük yalanlar söyle bana. Mektuplar yaz ardından, Zarflara saçından bir tutam koy. Bir tutamda sıcaklığını koy yüreğinin. Yokluğunu koyma gülüm; ne olur, Ağlayan gözlerini koyma. Küçük yalanlar söyle bana ne olur. Bıraktığın gibiyim de, Hep o aynı yerde, Aynı demdeyim de. Yalan olsun... Boşver, Yalanda olsa söyleyiver. Hala sensizlikte üşüyorum de. Yalanda olsa seviyorum de. Hatta yaşamıyor ölüyorum de. Küçücük yalanlar söyle bana gülüm, Küçücük yalanlar ne olur. Bilmez misin gerçekler bir insana bu kadar vurur. Ben nerden bileyim; Senden sonra her şeyin kifayetsiz kalacağını. Gözyaşlarının korkuya akacağını, Dalında menekşelerin ansızın solacağını. Kimse söylememişti; Boyun bükeceğini rüzgarların, Issız bir konukluktu belki de rüyadaki halleri güneşin, Belki bir burukluktu arkandan sallanması bir çift elin. Şimdi neylersin; Ebem kuşakları sana küsecek, Sıyırıp tüm renklerinide, kefenlere bürünecek. Nerden bileyim; Gamzemde yol bulacağını yaşların. Nerden bileyim; Bakarken resimlere hep öne düşeceğini başların. Gel küçücük yalanlar söyle bana, Çöllerde gülüm de, Bir yanım Leyla, bir yanım Zühre de Mecnunlar lalezarda, Tahir’ler öksüz de Şimdi; gümüş zırhlı tüm harfler, İki satır kıskacında dondu “can” Üst satırda adın kaldı; kıskacında ayrılık. Alt satır adım ; kıskacında yalnızlık. Böyle miydi dersin mecnundaki saflık. Neylersin ki şimdi heceler yitik, Sözcüklerin bitik kaldı. Kan kokan o tüm tümceler delik deşik “can” Anlat ne olur; Şimdi aşktan yana ne varsa, Doldurupta tahta bir kuşa gidecek misin? Sen bu aşkı toprağın bağrına gömecek misin? Sukut sukut üstüne gülüm, Sen konuşur mu sanırsın ki resimleri? Okşar mı sanırsın saçlarımı kokun? Küçük bir yalan söyleyim mi sana; Hiç koymadı biliyor musun yokluğun! Ne olur küçükcük yalanlar söyle bana Hangi halini anlatır kırmızı kazak, Demir musluk, Yırtık yastık, Biri bana söylesin Allah aşkına, Bu sevdanın hangi coğrafyasını işgal etti ayrılık! Bu kent dar gelir mi gülüm senden sonra? Bilmiyorum... Senden sonra tanır mı adımlarımı kaldırımlar? Bilmiyorum... Yolumu keser mi dersin rüzgar? Devrilir mi göğün terkisinde dans eden Süreyya, Kaç ak sakallı dedeye teslim oldu dersin bu rüya. Bilmiyorum... Küçücük yalanlar söyle bana, Yüzüm sana emanet gülüm! Aklım sende rehin biliyorsun. Tırnağımda esareti düşlerin, Apansız bir yaradır suskunluğun. Biliyorsun... İstersen şimaller takayım saçlarına, Sereyim mavi göğü ayaklarına Böyle susma Allah aşkına. Böyle susma... Engin Badem |
saygılarımla.
cemilmelih.