Memedsöz vermiştin, memed! hani, er niyetine kana kana içilirdi o kızılcık şerbetine; -unutmadın, he mi, memed! söz mü sözün, memed? hiç anlamam; mezarına sorarım! ’vazgeçmezdin hani ölsen de’, derim! -taşına sorarım! ya memed, çiçeklerin ardına siner ya ruhun "rahat bırak!" deme boşuna -demeden gitmem, derim! bak memed! toprağına akar gözyaşım, -sulanır gülün sorular ha bire düşer üstüne! -kaldıramazsın! kaçma memed, söyle hadi! nasıl bakar o zaman, gözüme gözün? "n’iye gittin o zaman?" "ne işe yaradı, memed!" -derim ha derim! bırak memed, bırak! bildiğin taş olmuş, dilin boynunu büküyor kuru çiçeğin ’bak’ desem, yüzüme; nerede? kalkıp da ge-le-mez-sin! gelemezsin ya işte; -bize ge-le-mez-sin! sonra, giderim memed! orada bilirim seni -ayaza bulanmış o derinde! yerin belli, yurdun belli -sorana, söylerim! hayır, dur memed! nereye giderim? darmadağın o yuvam rengi uçuk ala kanın, yere göğe sığmayan ulu şânın -gözünü oydular! dur memed, dur! çengiler astı ecinniler hileye yakıştırdılar dilime düğümü şer bastı düğünü, kenetlediler -men et onları, memed! -hâllet! valla memed, yeminle! kör olası töhmete saydılar tuğu Tibet aslanına nasıl kıydılar? şimdi, korkuyor ordular! birazdan gelecekler; hadi sen de, sin! sus memed! sorma sakın; dinlemem! ah keşke, bir lâf edebilsem! -çağlasam da yüzüne, dökebilsem! neler söylerim, kim bilir? söyledikçe yağarım bak, üstüne -yağmura gerek yok! yeter memed! postun hükmü yok, erim ucuza gitti dostun özü ’hak mı bu, hak mı’ derim! sözü dinletemem, a çirozum! -inletemem! sen de bilirsin ya, memed! kırarım taşını döneğin -zaten nerde meymenet! kopar dilini hayının, gitsin! -lâf etmesin yuvama! lânet olası huyunun -canı çıksın! bilirim ya memed; -tutarsın sözünü! götürmez ki iç’in, yalanı dolanı şahadetin, bir sened! -çiğnemezsin! tutarsın sözünü; -di mi, memed? -di mi, memed! 18 Memoy 1915 |
güzel bir yorumlama
efesi su lalesi sülalesi yoksul
alkışlayanın olduktan sonra
ardı gelecektir umarım
sağlıcakla orhanti