Bir Bahçe Senfonisi
Sen bir düş bahçesiydin geçerdin rüyalardan
Biz yayla rüzgârıydık nerde kaldın ey şehir Âdem ile Havva’yı kül eden hülyalardan Ne vakit uyanıp da düşe daldın ey şehir Salkım saçak bulutlar geçiyor dağlarından Senin sevdalıların ses verir çağlarından Yollarında büyüyen çocuklar gitmeseydi Memleket, ah memleket, bu türkü bitmeseydi Şimdi bir kış bahçesi sende solan mevsimler Dallarına tutunan kuşlar da yaralıdır Cumbalı beyaz evler eski silik resimler Mâziden güne kalan duvarlar karalıdır Asırlık konakların odaları neşesiz Kapıları hüzünlü pencereler işvesiz Meçhul ve münzeviyiz bu şehrin şiirinde Ya biz bir şiirdeyiz ya şiir bu şehirde Taş köprüler altından akarken her bir kolu Denize koşar Harşit vadilerin içinden Hangi kıvrımlarında nihandır İpek Yolu Rüzgârlar mı taşıyor bir Çin’den bir Maçin’den Tarih bir anda gelip ufkunda durdu senin Günler örümcek ağı mâzini ördü senin Kuşakkaya uzanır mehtabı tutmak için Canca hazırdır her an güneşi yutmak için Yeşil bahçelerinde yoktur Harşit’in sesi Cumbalı evlerinde şimdi bir masaldayız Kalmadı yamaçlarda çobanların gölgesi Gün olur rüyalarda ince bir kavaldayız Kerpiçten evlerinde ah o huzur uykusu Gelir mi odalardan son bir elma kokusu Ya senden uzaklarda biz vefasız yar olduk Ya yıkıldı köşkümüz âhını duyar olduk Yeşil söğüt dalısın temmuzun sıcağında Âsûde bir serinlik akıyor dallarından Çeşmelerin sebilken dağların kucağında Ceviz gölgeleriyle geçilir yollarından Ey rüzgârı baharda ak tenlere can olan Yağmuru bağlarına inci ve mercan olan Ufkunda göçmen kuşlar sılaya mı dönüyor Uzakta ışıkların melûl mahzun sönüyor Sevdanı taşıyanlar şiir burcundan bakar Gurbet akşamlarında baharına güzüne Ah, gözlerden sılaya sessiz bir yıldız akar Gönül çaresiz düşer mevsimlerin izine Gün olur zemheride gül devşirir dağlardan Gün gelir ilkbaharda renk toplar otağlardan Takvim yapraklarında zamana dargın mısın Her günün bir sonbahar yollarda yorgun musun Akıp giden zamanlar suya düşmüş bir yaprak An gelir arayanlar sende bir rüya bulur Yaz yağmuru düşerken nasıl kokarsa toprak An gelir bir zemheri göğsünde Leyla bulur Tenhalarda sessizce yıkılıyor bir yanın Ölümsüz şehirsin sen mâmurdur öbür yanın Yankı ve hüzün vardır kalbinde her an senin Bu çelişki çözülmez gönlünde bir an senin Sen bir düş bahçesiydin geçerdin rüyalardan Biz yayla rüzgârıydık nerde kaldın ey şehir Âdem ile Havva’yı kül eden hülyalardan Ne vakit uyanıp da düşe daldın ey şehir Salkım saçak bulutlar geçiyor dağlarından Senin sevdalıların ses verir çağlarından Yollarında büyüyen çocuklar gitmeseydi Memleket, ah memleket, bu türkü bitmeseydi |