TUTSAK KENTLER TÜRKÜSÜ
Yılkılar koşar dağlarda.
Yelelerinde rüzgâr taşırlar. Kentlerin uzağından geçer rüzgârlar. Kentlerin dumanları kirli. Suları zehirli. Özgürlük süvarileri sığmaz kentlere. Yüreklerinde kasavet. Gam terkilerinde. Atlarını mahmuzlarlar, Efsunlu seferlere. Boğar kentler kalanları geride. Tutunur zamanın çeperlerine şair. Şehrengîzler ezberinde. Kalleşler, Genç Osman’ı katlederler, Yedikule’de. Yankılanır erkek sesi. Ta mahşerde… Sonra, utanır İstanbul kentliğinden. Olanlar yüzünden. Surları dökülür yavaş yavaş. Teselli bekler, Ulubatlı Hasan’ın ayak izlerinden. Dertlenir hisarların mahzun hâllerinden. Kız kulesi hâlâ , Bir gelinlik kız edasıyla Meydan okur asırlara . Boğazın serin sularına, Kuğu gibi gölgesi vurur. Albenili bir yalnız kalabalıklar içinde. Düş yorar kâhinler. Tarih düşer ebkem şairler. Özgürlük günlerine. Yürekleri vehimli. Kalemleri eğri… Çare olamaz hiçbiri, Kentlerin çaresizliğine… Ankara,16.12.2007 İbrahim KİLİK |