DÜŞ
En yanık yüreklerden yükselirken feryatlar
Çırpındıkça yoruldu pervanede kanatlar İki su yeşili göz, bir iki sevdalı söz Can hasretten hasrete, yâr düşten düşe atlar Denizkızı takıldı sığ sularda ağlara Bir kelebek yön çizdi uzaktaki bağlara Ateş kuyusu saksı bir hercai menekşe Düştüler düşlerdeki başı karlı dağlara Gönlünde beslenen su isyankâr ki kadere Bürünmüş hasret denen o bitimsiz kedere Dökülürken şiirler köpüren yüreğinden Uyanır uykusundan uyuyan sessiz dere Düşünür içten içe kesilmiş nefesiyle Yitik kelimelerden topladığı sesiyle Güller yitik hayalin ayazında üşürken Bülbül dalda asılı altından kafesiyle Şair yüreği şaşkın, darmadağınık masa Düşüne düşen güzel bu gece uyanmasa Gözün göremediği kör karanlıkmış meğer Kalbinin aşk dediği bakışlarda ki tasa İbrahim COŞAR |