şiirlerbütün izler kürenmiş yol sorma benden şiirlerin en içlisine bin kadın gözlerin sönmüş bedenin ağır hem nereye gideceksin ki bu kadar kar tutmuşken saçların biliyor musun atlantis kuşlarının sonunu yol işlenmiş kanatlarına doğmadan uçarak ölürler batık ülkelerinin uğruna ehil anaçlardan yol yordam sormadan benden yol sorma kadın yolun önünde tuzağına bin şiirlerin aldırma yediğin kurşunlara kanatların ellerinde şiirlere şiirlere bin kadın top yap saçlarını dalgalanmasın sırtına al ilk aşkı yaşadığın şehri bu kadar şiir nafile karalanmasın kasım |
hem annesiz doğuyor güneş
şahidi kuşlar
duvarın ucuna konan serçe
günlendikçe büyümüyor taşlar
çocukmu çocuktu ellerim
güneşi elledim ölecektim üşümekten
alıp götüreceklerdi
ak kağıda sarar gibi tütün
sonrasını bilemem
belki
tozlar kaçardı evlerin gözlerine
pencereler kırpılırdı
sokaklar akar
resimler çekilirdi çerçevelere
kağıda dökülürdü kızılırmaktan açılan söz
yitmek hep bahane
öyle mahzun bi sıtma tutardı sonra
kininsiz
tumturaklı bi çaresizlik manzumesi sayıklardı
duvarın girhaçık pepuk sesi
usülden bi yağmur yağardı
anadandoğma umarsız
zifiri sarı bi tren geçerdi şafağın tam ortasından...
yitmek bahanesidir yaşamanın...şiirde ortakçısı...